İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri
İkinci yeni akımının temsilcileri; İlhan Berk, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Tevfik Akdağ, Ülkü Tamer gibi büyük şairlerin şiirlerini özellikle merak edip okumamış olsanız bile sosyal medya denen dipsiz kuyuda, birkaç dizeye rast gelmişsinizdir mutlaka. Hoş, bu paylaşımlar yapılırken, sözlerin veya mısraların bu şairlere ait olup olmadığı hiç düşünülmeden yapılıyor. Mısraların önü arkası kesiliyor, koflaşmış mısralar kalıyor orta yerde. Bulunduğu şiirler içinde birer ‘anıt gibi’ duran bu mısralar, sosyal medyada popüler kültür malzemesi yapılınca alevleri sönüyor, efsunlarını kaybediyorlar fikrimce.
İşte gençlerin etkilendikleri, sevdikleri bu mısraların şairlerini ve ‘İkinci Yeni’ diye isimlendirilen bu şiir akımını daha yakından tanımaları, günümüzde çok popüler olan bu şairlerin ve şiirlerinin nasıl ortaya çıktıklarını bilmeleri, şairlerin ve şiirlerin hak ettikleri kıymeti hakkıyla vermemiz açısından mühim görünüyor.
Bu sebepten “İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri” başlığı altında ikinci yeni akımı şiir örneklerini, ikinci yeni öncülerinin kimler olduğunu ve ikinci yeni akımının nasıl ortaya çıktığı ile ilgili ayrıntılı bilgilere yer vereceğiz.
İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri
İkinci Yeni Oluşumu
Aslında her şiir akımını tam manasıyla anlamak için o akımdan önce gelen şiir anlayışını tam anlamıyla bilmek ve anlamak gerekir. Hatta sadece şiiri anlamak değil akımın ortaya çıktığı siyasi ortam, hatta ve hatta şairlerin içine doğduğu, yetiştiği sosyolojik ve siyasi ortam dahi mühimdir.
İkinci Yeni ’ye mensup şairler genç cumhuriyetin ilk yıllarında doğmuş, çocukluk ve gençlik yılları tek partili dönemde, II. Dünya savaşına ve daha sonra da ilk dönemi nispeten rahat ikinci dönemi baskıcı geçen Demokrat Parti iktidarına rastlamıştır. Şairleri ve şiirleri bu bağlamda değerlendirmek yerinde olacaktır.
YOLDAN GEÇEN BİRİ
Bir kırlangıç bir su birikintisi bir parça gök.
Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar.
Böyle diyordu yoldan geçen biri.
İlhan Berk
Öncelikle belirtmekte fayda olan ilk şey, İkinci Yeni, edebiyat tarihinde görülmeye alışık olduğumuz şekilde, önceden anlaşarak ortaya konmuş, belirli bir politika etrafında toplanmış, belirli bir yayın organında birleşmiş bir edebiyat topluluğu değildir.
MOR KÜLHANİ
1.Şiirimiz karadır abiler
Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler (…)
Ece Ayhan
Bu açıdan bakarsan Türk şiiri tarihinde bulunan örneğin bir Fecr-i Ati ’ye, Yedi Meşalecilere ya da Garip Hareketine hiç benzemez.
Bu akım içinde sayılabilecek şairlerin çıkışları birbirlerinden habersizdir. Farkında olmadan ortak bir tepkiyi dile getirmiş, benzer üsluplarla benzer konuları işlemişlerdir. Bu şiir hareketi o kadar kendiliğinden gelişmiştir ki bu şiir akımına adını bile, hareketin içerisinde sayılacak şairler vermemiştir.
MASA DA MASAYMIŞ HA
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
Bu harekete ‘İkinci Yeni’ ismini Muzaffer Erdost 19 Ağustos 1956 tarihli Son Havadis gazetesindeki ‘İkinci Yeni’ başlıklı yazı ile isim babalığı yapmıştır.
Bu akım ortaya çıkarken şairlerin birbirlerinden haberleri olmadığını söylemiştik. Peki şairler birbirlerinden haberdar olduktan sonra ve bir şiir ile ilgili bir değişim olduğu gün yüzüne çıktığında, şairler bir araya gelip bu akım için özel bir politika ortaya koymak istemişler midir? İlginç ama bu sorunun cevabı da ‘Hayır’!
İlhan Berk ve Sezai Karakoç dışında bu konuya eğilen kimse olmamıştır. Bu iki şair dışında, şairler ortaya bir ortak bildiri koyup ona tabi olmak yerine hepsi nev-i şahsına münhasır şiir anlayışına sahip olmak istemişlerdir. Aslında bilinen İkinci Yeni akımına bir ortaklık kazandırmak isteyen tek isim İlhan Berk ’tir denilebilir.
Sezai Karakoç kendi yolunu çizmiş ve diğer tüm mensuplardan farklı yöne doğru yol açmıştır. Onun şiirinin kökeninde arka planında hep ‘İslam’ vardır. Peki bu insanların aynı isim altında anılmasının sebebi nedir ? Çok geniş bir çerçevede de olsa tepki gösterdikleri şiir aynıdır ve bütün bu şairler değişim istemektedir.
CIGARAYI ATTIM DENİZE
Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz
Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden
Alıp yaracak olsak yüreğini
Şimdi bir güvercinin
Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
Önünde durulacak tam elinden tutulacak
Hangi bir elinden güzelim hangi bir
Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
Öbür elinde yetişkin bir gün ışığı
Daha öbür elinde kilometrelerce hürlük
Çalışan insanlar için akşamlara kadar
Toz duman içinde
Bir elinle de boyuna ekmek kesiyordun
Biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
Bir bulut geçiyorsa onu görürdük
Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
Ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
Bir cigara atmışsak denize
Sabaha kadar yandı durdu
Cemal Süreya
İkinci Yeni Şairleri Hangi Konuları İşlemiştir?
İkinci Yeni şairlerinin farklı ölçülerde de olsa alışılan şiir dilini red etmeleri, akıl dışına çıkmayı alışılan gerçeği yıkmayı hedeflemişlerdir. Yüzeysel, genel kabul görmüş, önceden belirlenmiş her şeye karşı çıkmışlardır. Bu şairler şairin hayal dünyasında yarattığı, zihninde taşıdığı ‘şiirsel bir gerçek’ kurmalarıdır.
Bu tepkinin ana sebebi kuşkusuz kendilerinden önce gelen Garipçiler akımı ve 1940 Toplumcu Gerçekçi Kuşağı ’nın gerçeklik anlayışı vardır. İkinci Yeniciler şiiri akıl ve mantık sınırları içerisinde tutan anlayışa şiddetle karşı çıkarlar. Bu bakımdan bu şairler üzerinde Gerçeküstücülük akımının etkisi olduğu söylenebilir fakat bu etki en yoğun biçimde İlhan Berk ’in şiirinde göze çarpar.
İlhan Berk dışında Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç gibi şairler akıl ve mantık konusunu İlhan Berk kadar sert şekilde reddetmezler. Bu şairler aklın egemenliğine girmese bile daha çok ‘orta yolcu’ bir tutum takılmışlardır.
BALKON
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler anneler elleri balkonların demirinde
İçimde ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar
Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
Şezlongunuza uzanın ölü
Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
İnsan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da
Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarları
Sezai Karakoç
Alışılmış gerçeğe, akıl ve mantığa karşı çıkma şüphesiz iktidara karşı çıkma anlamına gelmektedir. Fakat iktidar kelimesinden kastımız sadece siyasi iktidarla alakalı değildir. Toplumda egemen olan her anlayışı sorgular ‘İkinci Yeni’.
İkinci Yeni ’nin Şiir Dili
Kendisinden önce gelen ‘Garip’ akımına ait olan alelade, yalın konuşma diline kesinlikle karşı çıkan İkinci Yeni şairleri, şiirin kendine özgü, doğal dilden ayrılan bir şiir dili olduğuna inanırlar.
Burada yine derece olarak bu fikre inanç ayrılığı mevcuttur. İlhan Berk ve Ece Ayhan yukarıdaki fikre sonuna kadar sahip çıkarken Turgut Uyar, Cemal Süreya, Edip Cansever ve Sezai Karakoç şiirin kendine özgü bir dili olması gerektiğini savunurken, şiir dilinin ortak dilden oluşması ve insana, yaşama bağlanmasından yanadır.
Teyfik Akdağ ise şiirlerinde diğer şairlerden farklı olarak, zaman zaman gerçeküstücülükten ziyade akılcılığın gücünü öne çıkaran ve toplumsal sorunlara değinen bir şiir dili kullanmıştır. Şiirleri Papirüs, Varlık, Yeditepe, Pazar Postası, Mavi, Kaynak, Ataç, Soyut ve Şairler Yaprağı gibi önde gelen edebiyat dergilerinde yayınlanmıştır.
Sonuç olarak Cumhuriyet döneminin egemen şiir dili olan ‘halka seslenme’ ‘halkın anlayacağı bir dil’ kullanma çabası İkinci Yeni ile beraber geri planda kalmıştır.
Dil alanında ki değişim ister istemez kendini şiirdeki anlamda da hissettirmiştir. Bu akımla beraber Türk şiirinde anlam anlayışı büyük bir sarsıntıya uğrar. Anlaşılır kurallara uygun özetle akla ve mantığa uygun anlam anlayışından çıkılıp, üstü örtülü, soyut ve hatta kimilerine göre anlamsız şiirler ortaya konmuştur.
ÇOK ÜŞÜMEK
Bir kalır uzun resimlerde anısı sakallarımızın
Urban içinde üşüyüp üşüyüp kaldığımızın
Bir Kalır yanık yağlar kokusu şehirlerde
Uzun nehirlere binip uzaklaşmadıkça
Bir Kalır yabancı yataklarda o oteller
Meydanlar heykeller sizin olmadığınız o her yer
O çok yalınç gerçekli gelip gitmeler
Bir kalır uzun duvarlar ve onların dipleri
Bir kalır yılgın adamların hep “Evet” dedikleri
Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız
Tükenir dağınık diriliği kaşıntımızın bir gün
Bir kalır uzun kitaplarda anısı çok üşüdüğümüzün
Turgut Uyar
İkinci Yeni şiir anlayışında tüm aşırı uçların başını çeken İlhan Berk yine bu alanda bayrağı taşımakta ve kendince katı kuralları bulunmaktadır. İlhan Berk’e göre, şiir ‘anlamsız’ olmalıdır. Anlam düz yazıya özgü olarak kalmalı, şiirin dili tamamen farklı olmalıdır.
KÜÇÜK HABERCİLER
Şairler küçük hırçın habercilerdir
Gelirler aramak için yaşamın özünü
Her çizgisindedirler coğrafyanın
Kurarlar iç denizlerinde duygu adalarını
Sesleri ayrıdır müzik araçları gibi
Aldırmazlar anlaşılmasalar da çalarlar çalgılarını
Vücutları yoktur gerçekte
Sözcüklerle giyindikleri
Dili kazarlar durmadan
Bulmak için sevginin gizini
Ruhun en eski bilginidirler
Dizelerin dibinde yoğunlaştırırlar maddenin bu işlevini
Kimi kez gözlerini ayrıntı kamaştırdığından
Görmez olurlar bütünün düzenini
Bilinçleri uyanıktır bakışları uyuduğunda
İlk sorandırlar yeni nedenleri
Ne düş kırıklığına uğrarlar bulamadıklarında
Ne aramadan usanırlar gerçeğin izini
Ve insana inanırlar en güzeli
Getirdikleri bunca kitaptan belli değil mi
Tevfik Akdağ

Tevfik Akdağ ile Cemal Süreya Sohbet Halinde | İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri

Tevfik Akdağ | İkinci Yeni Akımı Şairleri
Şiir, Resim, Müzik İlişkisi
Türk Edebiyatı, İkinci Yeni şiirleriyle birlikte, şiirle resim müzik ve hatta sinema sanatları arasında ilişki kurmak açısından en parlak dönemini yaşamıştır.
Dünya üzerinde resim sanatı alanında o dönem fırtınalar yaratan bir akım olan non-figüratif ve soyut anlayıştan etkilenen şairler bunu şiire yansıtmaya çalışırlar.
İkinci Yeni, Türk Edebiyatına hediye ettiği şiirleriyle edebiyat dünyamıza tartışmasız güzel izler bırakmıştır. Türk şiirinin genel akımının hala onların açtığı yolda ilerlediği ve ilk şiirini yazan çok kişinin onlara öykündüğü bir gerçektir.
BEN SANA TEŞEKKÜR EDERİM
Ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
Ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
Serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
Sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
Ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.
Sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.
Ülkü Tamer
İşten, okuldan arta kalan kıt zamanınızda, sosyal medyada gezinen gerekli, gereksiz bu kadar popüler kültür malzemesi arasında sanat, felsefe ve edebiyata zaman ayırıp bu yazıyı okuduğunuz için sizi ayakta alkışlıyor ve teşekkür ediyorum.
Hürmetler. Esenlikler dilerim.
NOT: Tevfik Akdağ ile ilgili bilgileri ve fotoğrafları bize ileterek kaynak oluşturmamıza yardımcı olan Tevfik Akdağ’ın oğlu Sayın Aklan Akdağ ‘a teşekkür ederiz.
Çok teşekkür ederim. Ödevime çok yardımcı oldu. Emeğinize sağlık.
Teşekkürler Furkan Bey. İkinci Yeni Akımı Şairleri ve Şiirleri ile ilgili ödev yapıyor olmanız büyük bir şans. Umarım edebiyatla ilgilenmeye hep devam edersiniz.
Bugün ruhumu 2.yeni şiirleriyle besledim. Çok güzel bir yazı olmuş. Sezai Karakoç’un Köşe şiirini de öneririm okuyan arkadaşlara, esenlikle kalın😊
Yorumunuz ve şiir öneriniz için teşekkür ederim.
Saf şiir ile II.Yeni arasındaki farkları analiz etmeye çalışıyorum da benim için güzel oldu bu siteye denk gelmek.
Teşekkür ederim.