Cemal Süreya ‘nın Papirüs Dergisinin Çıkış Öyküsü
Papirüs Dergisi
Cemal Süreya‘ nın 1966 Haziran ayından 1970 Mayıs ayına kadar çıkardığı içerisinde dönemin en önemli yazar ve şairlerinin yer aldığı günümüzde bir efsane halini almış edebiyat dergisidir.
Cemal Süreya ’nın Papirüs Dergisinin Çıkış Öyküsü
Cemal Süreya ’nın Papirüs Dergisinin Çıkış Öyküsü ‘ne, Süreya ’nın, Atilla Özkırımlı ’ya Cumhuriyet Gazetesi için verdiği röportajdan bir alıntıyla başlayalım.
“Memurluktan ayrılmam Papirüs ’ü çıkarmak için değildi. Yazmak için miydi? Onu da bilmiyorum. Memurluktan bunalmıştım aslında.”
Tomris Uyar Papirüs ’ü Anlatıyor
Tomris Uyar, Papirüs hazırlıklarını, Cemal Süreya ’nın ölümünden sonra basılan Papirüs ’ten Başyazılar ’a verdiği önsözde şöyle anlatıyor.
“… 1966 yazında Cemal Süreya, Ülkü Tamer ve benim Papirüs dergisini çıkarmaktaki inadımıza şaşırıyorum ( ama gerçekten şaşıyor muyum? ) “
“ Nesnel bir bakışla, üçümüz de güç günler geçiriyorduk o dönemde, özellikle para açısından. Neyse ki bütçelerimiz ortaktı. Cemal Süreya ile benim Kazancı Yokuşun’ nda kiraladığımız ev de – çalışma mekanı – olarak ortaktı.
…
Edebiyat görüşlerimiz, üç aşağı beş yukarı birbirini tutuyordu, tutmadığı zamanlar kıyasıya – ama kırıcı bir biçimde değil – tartışabiliyorduk. Parasızlığın yanı sıra kişisel yaşamlarımızda pek parlak sayılmazdı doğrusu.
“ (…) Ayrıca, Cemal Süreya, bir aralar birkaç sayı çıkardığı Papirüs’ ünü unutamamıştı.
…
Cemal Süreya’ nın zarif el yazısıyla yazdığı inandırıcı ve gönül alıcı mektuplardan sonra dergiye yazmalarını özellikle istediğimiz edebiyatçılardan olumlu yanıt gelince, Cağaloğlu’ nda bir yazıhane ayarlayınca, dört sayılık yazı stoku birikince, kaygılanmayı bırakıp işe dört elle sarıldım.”
Derginin Adı Neden Değişti?
Derginin adı başlangıç safhasında Ararat olarak düşünülür ve 1966 Nisan ayında yapılan tanıtımlarda bu ad kullanılır. Bir ay sonra derginin adı Papirüs olarak değişir. Ararat ise küçük puntolarla parantez içinde yazılır.
Bu isim değişikliğinin sebebini Cemal Süreya, Mehmet Seyda’ ya yazdığı mektupta şöyle acıkıyor.
“Derginin adı değişti: Papirüs. Ermeniler Ağrı Dağı’ nı istiyor ve ARARAT adıyla istiyorlar. Ayrıca ARARAT Gençlik Teşkilatı diye de bir teşkilat kurmuşlar. Bu yüzden değiştirmek zorunda kaldık.”
Dağıtım da el birliğiyle yapılır; herkes bir işin ucundan tutar. Muzaffer Buyrukçu ve Cemal Süreya, Aksaray’ dan, Fazıl Hüsnü Dağlarca kitabevinden başlarlar dağıtıma. Eski sayıların paralarını alıp yeni sayıları bırakırlar. Eğer hasılat iyiyse sofra Cemal Süreya’nın evine kurulur.
Derginin İlk Sıkıntısı: Yardıma Edip Cansever Yetişir
Derginin ekonomik olarak ilk bunalımında yardıma Edip Cansever yetişir. Bir gün laflamak için Edip Cansever büroya uğrar ve büroda yere serile olan R. Tomris ’in evinden gelmiş bir halı vardır. Hikayenin geri kalanını Ülkü Tamer’ den dinleyelim.
“ Bir gün edip uğradı çene çalarken gözü halıya ilişti. ‘ Yahu bu pek fena bir şey değil galiba’ dedi. Jak’ ı gönderiyim de bir baksın’
“ Jak Edip’in ortağıydı. Kapalı Çarşı’ da antikacı dükkanı vardı. Edip gittikten bir süre sonra Jak geldi. ‘ Sizde bir halı varmış dedi. Gösterdik.
‘ Siz bunun üstüne basıyor musunuz?’ dedi Jak. Aldı halıyı gitti. Bir süre sonra da Edip’ le Jak’ ın yanında çalışan Hakkı 2000 Lira getirdi.
Papirüs’ün ilk sayısının parası 500 lira da caba!
Cemal, ‘ derginin ilk sayısına Halıya Teşekkür ilanı koyalım’ dedi.
Koyacaktık da. Nedense son anda vazgeçtik.”
Ne yazık ki bu derginin son bunalımı olmayacaktır. İkinci ekonomik bunalım ise Cemal Süreya ve Tomris’ i evinden eder. R. Tomris’ in anneannesinin evine taşınırlar.
Çıkan Yangında Her Şey Kül Olur
Beşinci sayıda yazıhanenin üst katında bulunan bir konfeksiyon atölyesinde yangın çıkar. Yangın alt katlara da sıçrar ve yazıhanede ne var ne yoksa kül eder. Çevirisi bitmiş kitaplar, dergiye gelen yazılar, abone ve bayi defterleri, şairlerin fotoğrafları, ne varsa kül olur.
Mahvolmuşlardır. Ellerinde yalnızca 300 lira gibi bir para kalır. Tam o sırada Cemal Süreya ’nın Emekli Sandığından talep ettiği birikmiş kesintileri gelir. 3653 lira. Bazı yayın evlerinden alacakları gelir. En güzel haber ise “Göçebe” ödül alır. (1965; 1966 TDK Şiir Ödülü)
Göçebe Şiirinden
…
Bu şarkıyı ne zaman duysam aklıma
Sinirli bir elin uysal bir bardağa
Çok yukardan döktüğü bir içki gelir
Sonsuz ve olağanüstü bir bira
Köpüklene köpüklene biçimlendirir
Soyunarak ağlayan bir kadını
Acı bilincinde sonrasızlığın
Ama bırakalım bırakalım bunları
Yoldan piyade erleri geçiyor tahta bavullarıyla ve
büyük yakalarıyla
Ve faytoncular görüyorum
Yere basışlarındaki ağırlığı azaltmak için
Tanrısal bıyıklarıyla durumlarını paraşütlendiren
…
Böylece bir hafta içinde sıfıra inip tekrar yükselmişlerdir.
Yangından sonra Selim İleri, Taylan Altuğ, Naci Çelik, Hulki Aktunç gibi genç yazarlar dergiye karşılıksız yardımda bulunmak isterler fakat Cemal Süreya bunu kabul etmez.
Cemal Süreya ve Tomris Ayrılır
Cemal Süreya ve Tomris’ in yolları ayrılır ve Tomris Ankara’ ya taşınır. Bir süre bağlantıları kopmaz ve Papirüs için Ülkü Tamer ve Tomris fikir vermeye devam eder.
Ama Cemal Süreya’ nın Ankara’ya gidişlerinde dergiyle ilgili fikirlerini aldığı Turgut Uyar ve Tomris, Cemal Süreya’ nın artık bu fikirleri yeterince değerlendirmediğini düşündüğü için Papirüs işinden çekilirler. Ülkü Tamer’ de onları izler.
Papirüs Nasıl Bir Dergi
Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: Cemal S. Seber
Müessese Müdürü: R. Tomris
Sekreter: Süleyman Gedik
Sayısı 2,5 lira. Yıllık abonelik 24 lira
16 x 24 boyutlarında bir aylık dergi. 1966 Haziran ayından 1970 Mayıs ayına kadar düzenli bir şekilde çıkar.
İlk iki yıl 56 sayfadan oluşan dergi, 25. sayıdan itibaren 80 sayfa çıkmaya başlar. Fiyatı da 2,5 liradan 5 liraya yükselir.
Derginin ilk sayfalarında genellikle Cemal Süreya’ nın imzasız yazılarına yer verilir.
Dergide şiir çok önemli bir yer tutar. Şiir seçkilerinde sadece “İkinci Yeni” beğenisi hakim değildir.
İsmet Özel, Özkan Mert, Refik Durbaş, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram, İsmail Uyaroğlu gibi genç şairlere yer verilir.
Şiirin yanı sıra şiir üzerine yazılar yayımlanır. Şiir üzerine Cemal Süreya ’dan sonra en çok yazan “Bir Şiirden” başlıklı köşesiyle Turgut Uyar ’dır.
Papirüs dergisi hikaye yayımı açısından da gayet zengin bir içeriğe sahiptir. Haldun Taner, Necati Cumalı, Leyla Erbil, Necati Tosuner gibi üstad yazarların yanında R. Tomris, Füruzan, Selim ileri gibi dikkat çeken o dönem için genç hikayecilere de yer verilmiştir.
Derginin “Savran” bölümünde de kitap tanıtımları, dergi incelemeleri yer alır. Ayrıca dergide bir biyografi bölümü de bulunmaktadır ve bu Cemal Süreya için ayrı bir önem taşır. Asıl düşünce her şaire otobiyografisini yazdırmaktır.
Papirüs zaman zaman plastik sanatlara, sinemaya, tiyatroya da yer vermiştir.
Dört yıl içinde beş kez de özel sayı olarak yayımlanır.
Orhan Veli Sayısı ( 8. Sayı )
Nazım Hikmet Sayısı ( 16. Sayı )
Çekoslovakya’da Entelektüel Hayat (27. Sayı )
İkinci Yeni Antolojisi (41. Sayı )
Son iki sayı ise ( 46 – 47 ) Otobiyografiler adı altında birleşik çıkmıştır.
Edebiyat dergileri arasında bir efsane haline gelmiş olan Papirüs’ ün hangi ünlü isimlerin nasıl özveriyle kurduğunu ve yaşatmaya çalıştığını görmüş olduk.
Şimdilerde şiirlerini, yazılarını hayranlıkla okuduğumuz şairler, bir dergiyi yaşatmak için yaşadıkları sıkıntılar, en azından kendimize koyduğumuz hedefi gerçekleştirme yolunda karşımıza çıkan zorluklardan yılmama adına ilham vermelidir.
Kaynak : Bu yazıda Feyza Perinçek ve Nursel Duruel ‘in bereber yazdığı Kaynak Yay. çıkan Cemal Süreya ‘Şairin hayatı şiire dahil’ kitabından faydalanılmıştır.
İşten, okuldan arta kalan kıt zamanınızda, sosyal medyada gezinen gerekli, gereksiz bu kadar popüler kültür malzemesi arasında sanat, felsefe ve edebiyata zaman ayırıp bu yazıyı okuduğunuz için sizi ayakta alkışlıyor ve teşekkür ediyorum.
Hürmetler. Esenlikler dilerim.