birsanatbirkitap Kitaplığı (Ekim 2018)
Yavaş yavaş havaların soğumasıyla birlikte kitap düşkünü olanların kitap okuma arzularının giderek artmakta olduğunu biliyorum. Mümkün olduğunca farklı konulara, farklı üsluplara yer vermeye çalıştık.
Her ay olduğu gibi Ekim ayı için de bir okuma listesi hazırladık. Çevirdiğiniz sayfaların sonu gelmesin, su gibi aksın kelimeler, gönlünüzü temizlesin.
birsanatbirkitap Kitaplığı (Ekim 2018)
Sisifos Söyleni
Yazar : Albert Camus
Yayınevi : Can Yayınları
“Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar.
Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.”
Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni ’nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel ’in dilimize kazandırdığı eser, 20. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir.
Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiş, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir.
Sessizlik ve Gürültü
Yazar: Nihad Siris
Yayınevi: Jaguar Kitap
Yazar Fethi Şiyn, ülkenin mutlak hâkimi olan Lider ’in iktidara gelişinin yirminci yıl kutlamalarının yapıldığı sıcak bir güne açar gözlerini. Tıpkı diğer sabahlarda olduğu gibi, propaganda şarkılarının gümbürtüsü sloganların kükreyişine karışmıştır.
Düşündüklerini baskı nedeniyle yazamayan ama istenildiği gibi yazmaya da yanaşmayan ve sessiz kalan Şiyn, ülkenin doğal gerçekliği haline gelmiş bunaltıcı karmaşadan bir parça uzaklaşabilme umuduyla kendisini sokağa atar. Ne var ki polis tarafından dövülen bir öğrenciyi kurtarmaya çalıştığında “uzun bir gün” ün başlangıcında olduğundan habersizdir.
Şiyn, “bilinmeyen” bir Arap ülkesindeki zamanın ruhunu ve baskının şiddetini gösteren acı olaylara tanık olur. Lider için yanıp tutuştuğunu sandığı halkın ona fısıldayarak anlattıklarını dinler. İktidarın propaganda faaliyetlerinin işleyişini ve onu kendi sessizliğinden çıkarma planlarını öğrenir. Sadece bir gün içinde, bir devrin sinsi zalimliğinin ne denli korkutucu boyutlara ulaşabileceğini görür ve gösterir.
Modern Arap edebiyatının aykırı yazarı Suriyeli Nihad Sîris ’in, distopya ile gerçekliğin kesiştiği incecik bir çizgide zarafetle yürüyen romanı Sessizlik ve Gürültü ’yü Rahmi Er, Arapça aslından çevirdi.
Teke Şenliği
Yazar : Mario Vargas Llosa
Yaynevi : Can Yayınları
İçki ve seks kokan erkek egemen bir atmosfer; entrika, şiddet, işkence, hatta cinayet dolu dramatik sahneler: Bunlar, Dominik Cumhuriyeti ‘ni otuz yıldan fazla diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo ‘nun rejiminin belirleyici simgeleri.
Yaşamı boyunca dehşet ve boşluk duygularının pençesinden kurtulmayan 49 yaşındaki Urania Cabral, doğduğu yer olan Dominik Cumhuriyeti ‘ne dönünce 1961 ‘deki acı olayları yeniden yaşar. Başkentin hala Trujillo Kenti olarak anıldığı ve yaşlı diktatör Trujillo ‘nun üç milyon insan üzerinde dehşet saçtığı günler belleğinde taptazedir.
1961 yılında bir suikastta öldürülene kadar iktidarını şiddete, şantaja dayandırarak sürdüren Trujillo ‘nun öldüğü gün üzerinden yola çıkıp gelişen roman, diktatörün ve döneminin portresini üç ayrı bakış açısından anlatıyor: Ülkesine ancak 35 yıl sonra dönen 49 yaşındaki Urania Cabral’ın gözünden; Trujillo’nun iktidardaki 31 yılını kendi sesinden, diktatörü öldürmek üzere suikast hazırlayan dört kişinin ağzından.
Dominiklilerin Teke adını taktığı Trujillo ‘ya karşı düzenlenen devrimin kanlı sonuçları bir ülkenin tarihini değiştirecektir. Diktatörlük tarihi üzerine yazılmış bir başyapıt olan Teke Şenliği, Perulu yazar Mario Vargas Llosa ‘nın çağdaş dünya romancıları arasındaki yerini daha da yükseklere çıkarıyor.
İntihar Dükkanı
Yazar : Jean Teule
Yayınevi : Sel Yayıncılık
Karanlığın içinde tabelası parıldıyor: İntihar Dükkânı.
Hayatın yüküne dayanamayanlar son alışverişlerini yapıyorlar.
Zehirler, ipler, tıraş bıçakları ya da daha ilginç intihar yöntemi paketleri…Nesillerdir müşterilerinin son anlarında kullandıkları malzemeleri temin eden bu aile şirketine, bir gün sizin de yolunuz düşebilir.
Tabii dengeleri değiştiren bir sürpriz sizden önce bu karanlığı aydınlatmazsa…
Biri,Hiçbiri,Binlercesi
Yazar : Luigi Pirandello
Yayınevi : Aylak Adam
Oyunları ve öyküleriyle tanınan ünlü İtalyan yazar Luigi Pirandello ’nun en önemli romanlarından biri olan “Biri, Hiçbiri, Binlercesi” özenli ve diline sadık yepyeni çevirisiyle Aylak Adam ’da.
Tüm eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de Pirandello, insanın varoluşu ve kimliği üzerine eğiliyor. Halim selim bir adam olan “Vitangelo Moscarda”nın tüm hayatı, karısının bir gün kendisine sorduğu ve burnun eğriliğinden dem vurduğu o basit soruyla altüst olur.
Kendisinden başlayarak tüm yaşamını acımasızca sorgular ve kendini yeniden bulmak için kendini parçalara bölmeyi öğrenir. Moscarda kimdir, kendi gördüğü mü yoksa başkalarının gördüğü mü? Kişilik bölünmesinin acımasızca ve mizahi bir dille işlendiği eser, ölümsüz bir de edebi kahraman da yaratır, “Vitangelo Moscarda.”
Ve o kahraman bize şu soruyu sorar, insan bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?
Hodbinler
Yazar : Saruhan Doğan
Yayınevi : Hayy Kitap
“…bu düşleyiş, olmayan bir dünyaya biteviye yapılan bu seyahatler, artık gerçek hayatın yerini alan bir yaşayış, aynen mehtap ışığında parlayan suları zümrüt bir ayna, o suya elini daldırdığında parmaklarının ucundan damlayan taneleri ise o zümrütten kesilmiş birer mücevher zannedip de tutmaya çalışan hayalperestin beyhude çırpınışı misali bir kayboluş olmuştu. Ben ise ellerimle sebebiyet verdiğim bu mahvoluşun şimdi acılı bir seyircisi olmaktan öteye gidemeyen bir hiçtim işte. Bir hiç, muğlak, titrek bir hayalet, soluk bir gölge.”
Hodbinler… Bir hayalde yaşayıp ölecek olsalar bile hayalden de, hayattan da zevk alamayanlar, nereye baksa kendini görenler, o hüzünlü mağrurlar…
Türkçe edebiyatın zengin mirası üzerine kurulmuş mükellef bir sofra, gülünesi bir sürükleniş, acıklı bir parodi, bir aşk, ihtiras ve ihanet nümayişi… Üslubu kaybettiğimiz bir zamandan, o zamana ait hayatlardan akseden bir tebessüm, lisanı eski güzel günlerin lisanına istihza dolu bir gönderme.
Hodbinler, dil zenginliği, kurgusu ve her satırına sinmiş hicviyle okuru büyüleyecek. Ustalığını daha ilk romanında ortaya koyan Saruhan Doğan, Türk romanında iddialı bir sayfa açıyor!
NOT: Kitap tanıtım yazıları kitapların tanıtım bültenlerinden alınmıştır.
Eylül ayına ait kitap tanıtım ve tavsiyelerine yer verdiğimiz birsanatbirkitap Kitaplığı (Eylül 2018) yazısına başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ağustos ayına ait kitap tanıtım ve tavsiyelerine yer verdiğimiz birsanatbirkitap Kitaplığı (Ağustos 2018) yazısına başlığa tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İşten, okuldan arta kalan kıt zamanınızda, sosyal medyada gezinen gerekli, gereksiz bu kadar popüler kültür malzemesi arasında sanat, felsefe ve edebiyata zaman ayırıp bu yazıyı okuduğunuz için sizi ayakta alkışlıyor ve teşekkür ediyorum.
Hürmetler. Esenlikler dilerim.