Sonbaharda Okunacak Kitaplar
İşte geldi o güzel sonbahar mevsimi. Yağmurlu bir günde kitap okumanın sıcaklığını yaşayacağımız o sarı, güzel mevsim. Kitapseverlerin en sevdiği mevsim olduğunu düşündüğümüz, sonbahar mevsimine merhaba demiş bulunmaktayız. Sarı sonbahar’da içinizi ısıtacak, okumanız gereken kitapları “Sonbaharda Okunacak Kitaplar” başlığı altında beğenilerinize sunuyoruz. Bu mevsimin şanına yaraşır bir kitap tavsiye listesi yayımlamaya ve mevsimin hakkını vermeye çalıştık. Herkese keyifli okumalar…
Sonbaharda Kitap Önerileri
Mavi Tilki

Mavi Tilki – Sjon | Sonbaharda Okunacak Kitaplar | Sonbaharda Kitap Önerileri
Yazar: Sjon
Yayınevi: Doğan Kitap
İzlanda’nın önde gelen edebiyatçılarından Sjón’dan doğduğu coğrafyanın iklimi kadar keskin ve etkileyici, şiir gibi bir roman…
“Mavi tilkiler öylesine şeytanice benzerler ki taşa, büyülenir insan…”
Yıl 1883.
İzlanda’nın vahşi ve soğuk düzlüklerinden birinde, bir adam Aurora Borealis’in ışık oyunları altında ilerliyor. Adamın ismi Peder Baldur Skuggason. Bir avcı o. Avı ise gizemli ve gizemli olduğu kadar da değerli bir varlık: Dişi bir mavi tilki.
Mavi tilki çok dikkat etmeli çünkü avcı adeta onun zihnine giriyor, gideceği yönü önceden hissediyor. Ama avcı da dikkat etmeli.
Çünkü bir avcının kaderinde avına avlanmak da var…
Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi

Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi – Enrique Vila Matas | Sonbaharda Okunacak Kitaplar | Sonbaharda Kitap Önerileri
Yazar: Enrique Vila Matas
Yayınevi: Can Yayınları
Okuyacağınız sayfalarda riske giren kişiler anlatılacak, boğanın hem boynuzu hem tehdidinin farklı şekillerde boy gösterdiği eserler meydana getirirken, hayatlarını olmasa da akıl sağlıklarını tehlikeye atanlar.
Hermann Broch’un, “Kötü yazar sayılmasalar da düpedüz suçlu bunlar,” diye nitelediklerinin maskesini eskiden mümkün olmayan bir kolaylıkla düşürebilmemizi sağlayan kişileri hep beraber tanıyacağız.
Enrique Vila-Matas’ın ilk kez 1985’te yayımlanan efsanevi kitabı Portatif Edebiyatın Kısaltılmış Tarihi, kendilerine shandy ya da portatifler adını veren “taşınabilir edebiyat” düşkünlerinin kurduğu cemiyetin cüretkâr olduğu kadar talepkâr bir tarihçesi.
Dadacılar gibi şakacı, fütüristler gibi aşırılığa meyilli, sürrealistler gibi düzenbaz bu topluluğun üyeleri arasında 20. yüzyılın ilk yarısına damgasını vuran pek çok isim var: Marcel Duchamp, Tristan Tzara, Aleister Crowley, Scott Fitzgerald, Walter Benjamin, Federico García Lorca, Man Ray, Berta Bocado, Maurice Blanchot, Francis Picabia, Georgia O’Keeffe…
Yolları sabit denizaltılardan, dehlizlerden, Afrika’nın ücra köşelerinden ve Avrupa’nın kültür başkentlerinden geçen portatiflerin gerçek ve hayalî yaşam öyküleri arasındaki çizgi bir anlamda kısa ömürlü portatif edebiyatın da başlangıç ve bitiş çizgisi.
“Vila-Matas’ın eserleri beni müthiş etkiledi. Mizah anlayışına, edebiyatın her türüne dair inanılmaz birikimine, yazarlara olan tutkusuna ve edebî meseleleri hiç çekinmeden yazılarının birer bileşenine dönüştürebilmesine hayran kaldım.”
Paul Auster
İlginizi Çekebilir: Bilmeniz Gereken 10 Sürrealist Sanatçı ve Eserleri
Anonslu Kaset Doldurulur

Anonslu Kaset Doldurulur – Engin Barış Kalkan | Sonbaharda Okunacak Kitaplar
Yazar: Engin Barış Kalkan
Yayınevi: İletişim Yayınevi
İşti güçtü, haramdı küfürdü, Fener’di Cimbom’du derken unutulup gidiyor…
Sağ, sol, sermaye, Komünist Manifesto… Hiçbiri umurumda değil. Ben oldum olası yorulmaktan şikayetçiyim. Hiçbirimizin, enerjisini atsın da erkenden uyusun denerek parklarda, bahçelerde koşturulan çocuklardan bir farkı yok…
Askerde doldurtulan anonslu kasetler, kapısında “miras değil alın teri” yazan birahaneler, tuvalete yakın masalar, yarım kalan rakılar, filtresi rujlu izmaritler, tuzlu fıstıklar, çiziktirilmiş adisyonlar, kaçak çaylar… En müstesna huylu kadınlar ve onlara âşık adamlar, yapacak hiçbir şey kalmayınca eve gidip Breaking Bad izleyenler, içlerindeki dolmak bilmez kuyuları birayla dolduranlar…
Engin Barış Kalkan, muzip bir insan sarrafı… Zamane ağzıyla “Aa aynı ben” dedirten gözlemlerle örülü hikayeler anlatıyor.
Anonslu Kaset Doldurulur, herkesin aklından geçenler ama söze dökülmeyenler… Kelebek etkileri…
Sevgi, özlem, kalp çarpıntısı, kıskançlık… Basbayağı çocukluk aşkı. Ömrün geri kalanına kafa yormayınca her şey daha tatlı.
İstanbul’un Antika Tipleri

İstanbul’un Antika Tipleri-Mahmut Yesari | Sonbaharda Okunacak Kitaplar
Yazar: Mahmut Yesari
Yayınevi: Can Yayınları
Palavracılar, dolandırıcılar, zamparalar, alemciler, mirasyediler…
Mahmut Yesari, kıvrak kalemiyle İstanbul’un bu “antika” tipleri arasında geziniyor. Her birini ince ince allayıp pullayarak tanıtıyor ve 20. yüzyıl başı İstanbul’lunun şehir hayatına dair keyifli bir okuma sunuyor.
Bugüne kadar gazete sayfalarında kalmış bu eğlenceli yazılar nihayet günümüz okuruyla buluşuyor.
“Mahmut Yesari’nin asıl kıymeti hayatında kavranmış değildir, ölümünden ve nesillerden sonra değeri artacak ediplerdendir.”
Refik Halid Karay
“Mahmut Yesari, kendisinde ve benzerlerinin şahsında zürriyeti kurumaya yüz tutmuş bir bohem neslinin son mümessillerindendi. (…) Mahmut Yesari’nin ölümü, Türk edebiyatını ve gazeteciliğini benzeri az bulunur bir rikkat ve fazilet örneğinden mahrum bıraktı.”
Peyami Safa
Herhangi Bir Gün

Herhangi Bir Gün – Elvis Peeters | Sonbaharda Kitap Önerileri
Yazar: Elvis Peeters
Yayınevi: Alef Yayınevi
Herhangi Bir Gün. Ömrü boyunca yaptığı ve yaşadığı hiçbir şeyden pişmanlık duymayan bir ihtiyarın bir günü. Bir salı günü ya da belki çarşamba…
Hayatı karşısına çıktığı gibi kabul edip ona göre yaşayan bir adamın geriye dönüşlerle anlatılan hikayesinden, genç yaşta arkadaşlarıyla birlikte bir suç işledikten sonra ailesi tarafından Afrika’daki sömürgeye gönderildiğini öğreniyoruz.
Burada çiftlik işleten ablası ve eniştesinin yanında başlayan iş hayatı, sık sık kesintiye uğrayarak çeşitlenir.
Paralı asker, pilot, kamyon şoförü… Kendi ülkesinde bir günün diğerinden farksız olduğu bir hayat süren yaşlı, yalnız adamın hatırladıkları, insanın nasıl bir kötülük, şiddet üreticisi olduğunu gösteren balyoz darbeleriyle dolu bir metin kurar.
Kuzeye Göç Mevsimi

Kuzeye Göç Mevsimi-Tayeb Salih
Yazar: Tayeb Salih
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Afrika ve Arap edebiyatının en en önemli yazarlarından Tayeb Salih, 1929 yılında Sudan’da doğdu. Hartum Üniveristesinde eğitim gördükten sonra, Kuzeye Göç Mevsimi’nin kahramanı gibi, İngiltere’ye gitti. BBC’nin Arapça bölümünü yönetti, ardından Unesco’da çalıştı.
Çok iyi İngilizce bilmesine rağmen romanlarını kendi dilinde kaleme alması direniş kültürünü benimsemesindendir.
Sadece dili ile değil seçtiği konularla da direnişi sürdüren Tayeb Salih’in Afrikalı veya Afrikalı Arap olarak toplumsal, dini ve politik kimliğini sergilediği romanları Batı’da ses getirmiş, pek çok dile çevrilmişti.
Kısa hikayeleri modern Arap edebiyatının en iyileri arasında sayılan Salih’in “Urs al Zayn” (“Zeyn’in Düğünü”) romanından uyarlanan Arapça film 1976 yılında Cannes Film Festivali‘nde ödüllendirildi.
1966 yılında Beyrut’ta yayımlanan “Kuzeye Göç Mevsimi” 2001 yılında Arap Edebiyatı Akademisi tarafından 20.yüzyılın en önemli romanı olarak ilan edilmişti.
Batı literatürüne olduğu kadar klasik Arap yazınına, İslam ve Tasavvuf literatürüne de hakim bir yazarın Doğu-Batı sorununa bakışını yansıtan “Kuzeye Göç Mevsimi”, yoksul bir Sudan köyündeki basit yaşamı, köy halkı arasındaki karmaşık ilişkileri, geleneklerin boğucu baskısını ve bütün bunlarla çevrili bireyin özgürlük arayışını anlatıyor; Yedi yıl Avrupa’da eğitim görüp Sudan’a, Nil kıyısındaki köyüne dönen anlatıcının, köyde tanıştığı Mustafa Said’in, Said’in karısı Hasna’nın ve Sudan’ın hikayesini…
Bu kısa romanın görünürdeki hikayesinden çok daha derin göndermeleri ve yan anlamları var.
Edward Said, Kültürel Emperyalizm adlı incelemesinde Tayeb Salah’ın kurgusunun son derece bilinçli bir şekilde Joseph Conrad’ın Karanlığı Yüreği romanını izlediğini ve tersine çevirdiğini söyler. Kuzeyden güneye ve güneyden kuzeye olan müdahale ve geçişler, Conrad’ın çizdiği sömürgeci gidiş-geliş yörüngesini genişletip kabarıklaştırır.
Salah sömürgeci edebiyatın kendine mal ettiği kurgusal toprakları gerçek sahipleri adına geri istemekle kalmaz, Conrad’ın görkemli düz yazısında boğulup kalmış farklılıkları ve bunların imgesel sonuçlarını da dile getirir.
Kuzeye Göç Mevsimi, sömürgecilik deneyiminden geçmiş bir üçüncü dünya ülkesindeki kültürel değişim ve kimlik meselesi üzerine kurulu yakıcı bir roman.
Not: Kitaplar ile ilgili yazılar kitap tanıtım bültenlerinden alınmıştır.
Sıra dışı yazarlar (!) .. Yapay Zeka Yazarlar ile tanışmak ister misiniz?