Barok Sanatı ve Özellikleri
Sanat tarihinde, Avrupa ’daki Rönesans ve Maniyerist dönemi izleyen ve 1580 – 1750 yılları arasında gözlemlenen bir barok sanatı anlayışından söz edilir. Barok sanat anlayışı 16. yüzyılda İtalya’da doğmuştur.
Sanata meraklı bir kişi iseniz, bir eseri gördüğünüzde ya da bir eser hakkında araştırma yaptığınızda;
Bu sanat eseri, Barok Döneme ait ve…
gibi cümle girişleriyle karşılaşırsınız. Yüksek ihtimalle, o eserin hangi özellikleri sayesinde bir Barok dönemi eseri olarak kabul edildiğini düşünürsünüz. Bu içeriğimizde işte bu düşüncelerinize cevap vermek amacıyla Barok Sanatı ve Özellikleri üzerinde duracağız. Bir sanat eseri hangi özelliğinden dolayı Barok Dönemine aittir? Barok Sanatına ait önemli eserler hangileridir? Barok Sanatı ve Rönesans Sanatı arasındaki farklar nelerdir? gibi sorulara cevap arayacağız.
Barok Sanatı ve Özellikleri
Barok Nedir?
Barok sözcüğü Portekizce ‘barocco‘ ya da İspanyolca ‘barucca‘ sözcüğünden türemiştir. Barok sözcüğü ‘düzgün olmayan inci‘ anlamına gelmektedir.
Bu sözcük ilk zamanlar Rönesans ve Maniyerist dönemden sonra beliren eserleri aşağılama amacıyla kullanılmıştır. Barok sözcüğü bugünkü anlamına ancak 19 yy. ‘da ulaşmıştır.
Not: ‘Maniyerist‘ sözcüğü XVI. Yüzyıl sonları sanatçılarını yapmacıklık ve boş taklitçilikle suçlayan XVII. Yüzyıl eleştirmenlerinin ortaya attığı bir terimdir.
Barok Sanatı ve Klasik Sanat İlişkisi
Barok sanatındaki üslup, klasiğin sağlam, açık ve kesin hatlı formların gevşemesi ve biçimlerin bir kompozisyon içinde erimesi ve kaynaşması olarak değerlendirilebilir. Klasiğin sakin ve durgun figürü ‘Barok‘ tarzında hareketlenmiş ve sessizlik gürültüye dönüşmüştür.
Klasik eserler, bazı prensip ve kurallara bağlı olarak ortaya konur. Barok sanatı ise bu kuralları ve prensipleri tanımaz!
Barok dönem, daha kişisel konulara, acayip biçimlere, insanı şaşırtan ve etkilere önem verir. Barok sanatçılar özgün olanı, yeni ve modern olanı kendine konu edinirler.
Barok sanatı tam ve mükemmel olanı değil, sadece hareketliyi ve oluşanı konu alır. Sınırlı ve kolay kavranabilir olanı değil, tersine sınırsız ve dev gibi büyüğü arar. Güzel oranlar ülküsü kaybolmuştur, ilgi ‘varlığa‘ değil, ‘olaya‘ bağlanmıştır.
Barok sanatı anlayışı klasiğin ne çöküşü, ne de yükselişi olarak tanımlayabiliriz. Tersine, Barok apayrı bir sanattır.
Barok Mimari
Yüksek Rönesans döneminin en büyük sanatçılarından olan Michelangelo gerek heykeltraş, gerek mimar olarak Barok dönemin tohumlarını ekmiştir aslında. Ancak sanatçının ortaya koyduğu yeni doğa yorumu kendisinden sonra gelen sanatçılar tarafından geliştirilememiştir.
Barok mimarisinin gelişiminde Avrupa ’nın siyasi yapısı şüphesiz etkili olmuştur. Denizaşırı ülkelere ticaret yapmaya başlayan zengin tacirler ortaya çıkmıştır.
Avrupa’nın büyük bölümü küçük prensliklerle yönetilmekteydi. Bu prensler ve zengin tacirler kendilerinin gücünü ve ihtişamını gösteren kendi zevklerine özel mimari yapıları yaptırmayı neredeyse zorunlu görmekteydiler. Prenslerin bu yüzden malikanelerine verdikleri önem ve onlara harcadıkları para muazzamdı.
Aynı zamanda bu devrin yapıları sanatçının, mimarın sanatsal yeteneğinin ve mimari gücünün de bir göstergesiydi. Bu dönemde sanat doğayı taklit etmek olarak değil, aksine doğaya yeniden şekil verme olarak algılanmıştır.
Bu dönemde yapılan barok tarzındaki mimari eserler; fıskiyeli havuzları, büyük, sıra dışı görkemli heykelleri, geniş bahçeleri, muazzam salonları, duvar işlemeleri, tanrı ve mitoloji konulu resimleri bu dönemin mimarisinde yer alan temel unsurlardı.
Barok mimarisi ilk olarak İtalya ’da etkili olmuştur. Daha sonra İspanya ve Portekiz de yapılan yapılarda barok mimari tarzı benimsenmiştir. Almanya ile Fransa ’yı daha az ölçüde de İngiltere ’deki mimariyi etkilemiştir. Barok etki St. Petersburg ve hatta İstanbul ’da dahi görülmüştür.
Dönemin Önemli heykeltıraş mimarları;
- Francesco Borromini
- Gian Lorenzo Bernini
- Pietro da Cortona
Barok mimarinin birkaç önemli mimari eserini ise şöyle listeleyebiliriz;
- Versay Sarayı – Fransa
- Trevi Çeşmesi – İtalya

Trevi Çeşmesi – İtalya | Barok Sanatı
- Belvedere Sarayı – Viyana

Belvedere Palace -Vienna | Belvedere Sarayı- Viyana | Barok Sanatı
- Paul Katedrali – Londra
Türkiye ’de ise barok tarzda değerlendirilecek eserler;
- Nuruosmaniye Cami
- Ayazma Cami

Sultan III. Mustafa Tarafından Yaptırılan Ayazma Cami (1761) | Türkiye ‘de Barok Tarza Değerlendirilecek Eserler
Barok Dönemi Heykel Sanatı
Rönesans heykellerindeki figürlerde gövde ve vücut parçaları ve kıyafetler son derece dengeli, heyecansız bir şekildedir.
Maniyerist heykel figürlerinde, duyguyu yansıtan bir yüz anlatımı görülüyorsa da, figür henüz dengeli bir duruş içerisindedir.
Heykeller dönemin sanat anlayışına uygun olarak hareketli ve coşkuludur. Işık-gölge etkisiyle jest mimik ve elbise kıvrımları abartılıdır. Eserlerde genellikle mermer, nadiren tunç ve ahşap kullanılmıştır.
Zarif ve detaylı işlenmiş vücut oranları aslına uygundur. Heyecan, korku, şiddet gibi ifadeler abartılıdır. Bunların yüz ve vücutta gösterilmesi sanatçı için çok önemlidir.
Barok heykelin en büyük temsilcisi Lorenzo Bernini (1598-1680)’dir. Heykeltıraş ve mimar olan sanatçı, heykellerinde insan teninin bütün canlılığını ve sıcaklığını yansıttığından
Michelangelo ile kıyaslanacak duruma gelmiştir.
Barok heykelin birkaç önemli eserini ise şöyle listeleyebiliriz;
- Gian Lorenzo Bernini / Davut Heykeli
- Gian Lorenzo Bernini / Persephone ‘un Kaçırılması
- Pierre Puget / Milo of Croton
Barok Dönemi Resim Sanatı
Maniyerizm doğadan değil, insanın kişisel hayal gücünden hareket etmiştir. Ancak bu hayal gücü doğanın hayali görüntüsünü benimsemiş ve bu kulvarda bir sanat ortaya çıkarmıştır. Barok mimaride gözlenen girinti-çıkıntılık, barok resme yani iki boyutlu ortama aktarılırken ışık-gölge olarak kendini göstermiştir.
Kuzey Avrupa ile Avrupa ’nın güneyi arasında takip edilen barok sanat anlayışı arasında farklar mevcuttur. Barok resim anlayışı da tıpkı barok mimar anlayışı gibi İtalya ’da doğmuştur.
Barok, genel olarak, simetriye karşıt olarak asimetriği, geometrik biçimlere karşıt olarak doğrusal olmayan biçimleri, durağanlığa karşıt olarak hareketi, tek defada algılanana karşılık olarak kolay kavranmayanı kullanan bir akımdır.
İdeale karşı ne varsa barok tarzı bir eserde görmek mümkündür. Gülen mutlu ve hüzünlü figürler hatta kan, vahşet, gözyaşı, kopan kafalar bile görebiliriz. Figürler sanki çok büyük bir tiyatro salonunda sahnedeymiş gibi abartılı hareketler halindeyken resmedilmişlerdir.
Zengin tacir sınıfının resim siparişi vermeye başlamasıyla birlikte azizlerin yaşamı, mitolojik hikayelerin yanına aile tarihlerini anlatan eserler ve toplu portrelerde katılmıştır.
Barok ile Rönesans Resim Sanatının Karşılaştırılması
Yukarıda saydığımız özellikler açısından değerlendirildiği zaman, Barok resim sanatı Rönesans ’ın getirmiş olduğu durağan ve simetrik kurallara bir karşı çıkış olarak açıklanabilir. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi; Barok sanat anlayışını klasiğin ne çöküşü, ne de yükselişi olarak tanımlayabiliriz. Tersine, Barok apayrı bir sanattır. Bu anlamda Barok ve Rönesans sanatının kesin kurallarla birbirinden ayrıldığı görülür.
Örneğin ışığın Rönesans resminde tek bir kaynaktan yansıtıldığı gözlemlenirken Barok ’ta ise üzerine ışık düşen figürler, aydınlığı kendi bünyelerinde barındırır şekilde resmedilir veya ışığın geldiği yönün belirgin şekilde sezilmesi sağlanır.
Rönesans ’ın kalıplaşmış tarzına karşı maniyerist ressamların yapmış olduğu orantıları uzatma, ışık ve renge yer verilmesi gibi yenilikler, Barok resim sanatçılarına bir nevi destek olmuştur.
17. yüzyıl ’da ortaya çıkan ve adına Barok denilen stilin adı konmamış öncüleri 16. yy. sanatçıları olduğu görülmektedir.
Sanat tarihçilerinin bir kısmı bu tarzın doğmasını kilise tarafından Reforma karşı başlatılan ‘Contur – réforme’ hareketleriyle açıklamışlardır.
Contre – reformu benimseyen sanatçılar kendilerine toplulukların heyecanını körüklemeyi, izleyenler üzerinde coşku ve heyecan yaratmayı görev edinmişlerdir. Bu dönemde sanat gösterişle beraber anılmaya başlamış, mimarlık, resim ve heykeltıraşlıkta devinimi, şatafatı, gösterişi sağlayacak estetik ve teknik düzenlemeler yapılmıştır.
Şimdi yukarıda bahsettiğimiz Kuzey Avrupa ile Avrupa ’nın güneyi arasında takip edilen barok sanat anlayışı arasındaki farklar nelerdir kısaca ona bir göz atalım isterseniz. Bu incelemeyi de Barok sanatının en önemli temsilcilerinden Caravaggio ve Peter Paul Rubens üzerinden yapalım.
Caravaggio, başroldeki figürleri diğerlerine nazaran ışıkla vurgulayarak etkiyi yükselten ve böylelikle de resimlerine bir nevi sihir katmayı başaran ilk sanatçıdır.
Caravaggio tablolarında figürleri çok yönlü halde yansıtılır. Işık sadece karakterleri ön plana çıkartmak için değil; kararlılık, şaşkınlık, durgunluk veya korku gibi duyguları, soyut kavramları da yansıtmak için de kullanmıştır.
Caravaggio, yönlendirilmiş ışığın doğru kullanımı ile bütün bir resmin adeta bir tiyatro sahnesindeymiş gibi hislerle doldurulabileceğinin kanıtı olmuştur. Ondan sonra gelen neredeyse bütün ressamlar bu muhteşem teknikten yararlanmıştır.
Çirkini eserlerine taşımaktan hiçbir zaman çekinmemiş (hatta bu durumdan gizli bir keyif aldığı bile söylenebilir), kendini de güzel resmetmek zorunda hissetmemiştir.
17 . yy’da Barok resim sanatı Kuzey Avrupa’da oluşan farkı Rubens üzerinden en iyi şekilde örneklenebilir. Peter Paul Rubens genellikle dinsel ve mitolojik konuları resimlemiştir fakat Rubens, insan figürünün resmederken, vücutlarda kuvvet etkisini erkeklerin adale yapısını abartarak resmetmiş, kadın vücutlarında tenin bütün ayrıntısını, güzelliğini ve canlılığını tuvale yansıtmıştır.
Sanatçı renk ve hareket öğelerini, ışık – gölge kontrastları ile güçlendirerek kendine özgü Barok bir anlatıma vardı.
Rubens’in renklerle doğal olanı vermenin yanı sıra, insan vücutlarında organik olanı araması gerçekliğin resimlerinde değer kazanması ile açıklanabilir.
Barok resminde heyecan ve dinamizmin, renk ve biçim düzenlemeleri ile yansıtıldığı görülmektedir.
Rengin kullanımı açısından bakıldığında ise Rubens’te renkler, ruhsal bir taşkınlığın varlığına karşın, daima bir nesneye bağlıdır.
İlginizi Çekebilir: Caravaggio, Brugel, Degas, Rembrandt, El Greco, Monet, Renoir ‘ ın eserlerini nasıl tanıyabiliriz? Bu konuda bilgi sahibi olmak isterseniz, Caravaggio, Degas, Rembrandt, Monet, Renoir Resimlerini Nasıl Tanırız? başlıklı içeriği inceleyebilirsiniz.
Barok resmin birkaç önemli eserini ise şöyle listeleyebiliriz;
- Caravaggio / Judith Holofernes ’in Başını Keserken (Giuditta e Oloferne)
- Peter Paul Rubens – Venüs Bayramı
- Diego Velazquez – Aynadaki Venüs
- Rembrandt – Gece Devriyesi
- Caravaggio – Aziz Thomas’ın Şüphesi
- Rubens – Masumların Katli
- Johannes Vermeer – İnci Küpeli Kız

İnci Küpeli Kız, 1665, Johannes Vermeer | Barok Sanatı ve Özellikleri
- Titian – Urbino Venüsü
- Murillo – Kavun Yiyenler
- Valezquez – Yumurta Pişiren Yaşlı Kadın
İlginizi Çekebilir: Rönesans Sanatının Özellikleri
barok tarzına ait güzel ve anlaşılır bir yazı olmuş, emeğinize sağlık 🙂
Beğenmenize sevindim. Hürmetler.
Sanat Tarihine merak sardığım şu günlerde, sayenizde harika bir yazı okudum. Aradığım, beklediğim sorularıma cevaplar buldum, teşekkürler…
Sanat tarihiyle yakından ilgilenen birinden bu yorumu almak çok değerli. Teşekkür ederiz Hilal Hanım.
Çok faydalı, açık ve öğretici bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık.
Yardımcı olabildiğimize sevindim. Yorumunuz için teşekkür ederim Zeynep Hanım.
Bize zaman ayırdıgınız için teşekkür ederim. iyi çalışmalar.
Beğenmenize sevindim. Teşekkür ederim.
Merhaba Serkan Bey, yazınız gerçekten çok açıklayıcı ve detaylı olmuş. Emeğinize sağlık. Yunan barok stili heykeltıraşlık eserleriyle ilgili bir çalışma yapıyorum. Kaynak konusunda biraz yetersizim, bana kaynak önerebilirseniz gerçekten mutlu olurum. İyi çalışmalar.
Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim Samet Bey. Hayalperest Yayınevinden çıkmış olan Nilüfer Öndin’in yazmış olduğu Barok Resim ve Heykel Sanatı Kitabını önerebilirim.