Filozoflar Ölüm Hakkında Neler Söyledi?
Epikuros ’tan Heidegger ’e, Karl Jaspers ’e, Kierkegaard ’dan Schopenhauer’ a kadar filozoflar yaşamak üzerine düşündükleri gibi ölüm üzerine de düşünmüşlerdir.
Şimdi bu filozofların genel görüşlerini de yansıtan ve kimisinin soğukkanlı bir itimat, kimisinin de şüphe içinde sonuca vardığı “Ölüm” hakkında ki görüşlerine bakalım.
Aslında bu filozofların ölüm hakkında ne söyledikleri çok mühim değildir. Fakat bu cümleler bu filozofların düşünce sistemlerine olan merakımızı körüklemek için en iyi ipuçlarını barındırdığı kanaatindeyim.
Filozofların Ölüm Hakkındaki Düşünceleri
Epikuros (Epikür)
Ölümden korkmak anlamsızdır; çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuz.
Martin Heidegger
Heidegger ’e göre “ Dünyada ölümlü olan tek varlık insandır. Yalnızca insan ölür hayvanlar ise yok olur.
Jean-Paul Sartre
Ölüm, tıpkı doğum gibi salt bir olgudur, bize dışarıdan gelir ve bizi dışarıdan dönüştürür. Temelde, doğumdan hiçbir biçimde ayrılmaz olan ve olgusallık diye adlandırdığımız şey de doğumun ve ölümün özdeşliğidir.
Karl Jaspers
Hayatta erişilmiş her şey ölüme benzer. Tamamlanmış hiçbir şey yaşayamaz. Tamlık için çabaladığımız tamamlanmış, ölmüş olana doğru çabalıyoruz. Hayat gerilim, gaye ve tamamlanmamışlıktır.
Arthur Schopenhauer
Eğer ölümü bize korkunç gösteren şey var olmama düşüncesi olmuş olsaydı o zaman zorunlu olarak henüz var olmadığımız zamanı da aynı dehşetle düşünürdük. Çünkü şurası çürütülemez derecede kesindir ki ölümden sonra ki var olmayış, ölümden sonra ki var olmayıştan farklı olamaz ve dolayısıyla ilki diğerinden daha hazin ve acıklı değildir.
Zaman, ölüm ve bozulmaya rağmen hala hepimiz hep birlikte varız! Demek ki her şey bir müddet oyalanıyor sonra ölümün kollarına atılıyor. Bitki ve böcekler yaz sonunda; hayvan ve insanlar birkaç yıl sonra ölüyor; ölüm bıkıp usanmaz hasadı kaldırır. Fakat bütün bunlara rağmen aslında durum hiç böyle değilmiş, her şey her zaman var ve yerli yerindeymiş, sanki hiçbir şey olmazmış gibi görünür.
Yaşam sürecinin tamamen durması onun itici gücü için müthiş bir rahatlama olmalıdır. Belki de ölülerin yüzlerinde ki tatlı memnuniyet ifadesinden kısmen sorumlu olan budur.
Søren Kierkegaard
Ölüm her zaman ve her durum için kişiye ait olandır ve o yaşanan bir tecrübe değildir. Yani ölüm hakkında ancak dışarıdan bir gözlemle bilgi elde edilebilir. Ölüm yalnızca insanlar onu nasıl düşünüyorsa ve başkalarının ölümleri onları nasıl etkiliyorsa o şekilde tanınır.
Filozofların nasıl öldüğünü merak ediyorsanız Filozoflar Nasıl Ölür ? başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Kaynaklar:
- Solomon R.C. & Malpas J – Ölüm ve Felsefe – İthaki Yay.
- Sartre J.P. – Varlık ve Hiçlik – İthaki Yay.
- Martin Heidegger – Varlık ve Zaman – Agora Kitaplığı
- Jaspers Karl – Philosophie
- Schopenhauer Arthur – Ölümün Anlamı – Say Yay.
Dikkat ! Felsefe Yazıları yani bu bölüm yan etkili ve tehlikelidir. Sizi düşündürüp sorgulatabilir. Yani mutsuz edebilir !
İşten, okuldan arta kalan kıt zamanınızda, sosyal medyada gezinen gerekli, gereksiz bu kadar popüler kültür malzemesi arasında sanat, felsefe ve edebiyata zaman ayırıp bu yazıyı okuduğunuz için sizi ayakta alkışlıyor ve teşekkür ediyorum.
Hürmetler. Esenlikler dilerim.
Sevgili kardeşim, önce bu güzel sayfa için sizi tebrik ederim. Tam 13 yıldan beri Şamanist Türklerin ölüm anlayışı ile ilgili bir kitap üzerinde çalışıyorum, sizin de bu felsefeyi merak etmeni öğrenmeni dilerim. Çünkü şöyle bir gerçek ile yüz yüzeyiz; bütün filozoflar aslında nasıl ki doğum ve ölüm olgusunu hayatın doğal bir paradigması olarak kabul ediyorlarsa, Şamanistler de aynen öyle kabul ediyorlar. Ayrıca, Şamani inançlar tarihin kanıtları bulunan en eski inançları olduğu gibi onların ölüm ile yüzleşme dereceleri aynen Antik çağ filozofların ki gibi…iyi çalışmalar kolay gelsin…
Eline sağlık dostum. Bilgilendirici oldu.