no comments

Francis Bacon ‘ın Hayatı ve Felsefesi

“Bilginin kendisi güçtür” (Ipsa scientia potestas est) sözünün sahibi İngiliz düşünür, İngiliz felsefesinin temellerini oluşturan Francis Bacon. Ayrıca Francis Bacon düşünür ve yazar olmasının dışında; parlamento üyeliği, başsavcılık, saray avukatlığı ve kralın mühürdarlığını yapmış, yeni felsefenin ilk büyük temsilcisi, deneyci felsefenin ilk düşünürüdür. Düşüncesiyle doğa ve insan arasındaki ilişkiye bambaşka bir anlam kazandıran bu büyük düşünürü gelin isterseniz beraber tanıyalım.

 

Francis Bacon Kimdir?

Francis Bacon | Yeni felsefenin ilk büyük temsilcisi | Deneyci felsefenin ilk düşünürü

 

 

Francis Bacon Kimdir? (1561-1626)

 

Dünyaya Yeni Bir Gözle Bakış

İngiliz felsefesinin ilk büyük ismi Francis Bacon’ı bir filozoftan daha çok bir düşünür olarak görmemiz gerektiğini söyleyebiliriz.

Francis Bacon köklü bir bilgi kuramı geliştirmedi ama çok önemli bir iş yaptı, yeni bilimsel düşüncenin koşullarını tartışmaya açtı. Modern düşünceyi başlatan iki kişiden biri Descartes ise diğeri Francis Bacon ’dır.

Ancak Descartes’in Bacon’dan otuz beş yıl sonra doğduğunu da unutmamak yerinde olur.

Francis Bacon’ı İngiliz felsefesinin temellerini kuran kişi olarak görmek yanlış olmaz. Hatta onu deneyci felsefenin ilk düşünürü olarak görmek mümkündür.

Francis Bacon tam bir filozof olarak tanımlamasak bile yeni bilimsel ve felsefi kavrayışın ilk temsilcisi olduğunu söylememiz gerekir.

Francis Bacon fiziğin alanında Aristoteles’ten kalma sonuçsal nedenleri dışladı. Aristoteles’in düşüncesi olan; “Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz, engeller gidişini durdurmadıkça doğa tasarılarını sonuna kadar gerçekleştirir.”

Bacon sonuçsal neden kavramı denen bu önermeyi bilimsel düşüncenin dışına çıkardı. Sonuçsal nedenler daha çok dinle ilgili olabilirdi.

Tanrı her şeyi bir amaca göre var etmiş olmalıdır düşüncesi tek tanrılı dinlerin ana ilkelerindendir. Bacon başka düşünüyordu; göz görmek için yapılmıştır demek yeni bir şey söylemek değildir, önemli olan gözün nasıl gördüğünü bilmektir, bunun için çaba harcamaktır. Bu bilgi bize göz bozukluklarını düzeltmede yardımcı olabilir.

 

Francis Bacon’ın Hayatı

Francis Bacon 1561 yılında Londra’da doğdu ve 1626 yılında yine Londra’da hayatını kaybetti. I. Elizabeth döneminde adalet bakanlığı yapmış olan Nicholas Bacon’ın oğlu olan Francis Bacon.

Babasının etkisi ile hukuk okudu. 1593 yılında parlamentoya girdi. Kraliçenin gözünde itibarı yüksek olan Essex kontunun himayesine girdi. Kont göden düştükten sonra saray avukatı sıfatıyla eski banisini mahkum ettirdi. I. James’in güvenini kazandı.

1618’de Verulam baronu, 1621’de Saint-Albans vikontu oldu.

Rüşvet almakla suçlandı. Yüklüce bir para ödemek zorunda kaldı. Bu suçlama sonucunda tüm devlet görevlerinden el çektirildi. Kalan zamanını bilimsel ve felsefi çalışmalarla geçirdi.

Bacon bir filozof olmaktan çok bir bilim düşünürüydü.

İnsan doğaya egemen olabilmek için doğayı tanımaktır diye düşünüyordu. İnsan doğaya ancak ona baş eğerek egemen olabilir. Bacon’ın en önemli hizmeti yeni bilimsel kavrayışa uygun bir yöntem geliştirmiş olmasıdır. Yapılacak şey sağlam bir gözlemle ve deneyle olguları incelemektir. Topladığımız verilerini genelleştirerek bilgiye yükseliriz. Önemli olan varsayımları doğurmaya çalışmak ve bu varsayımları geliştirmektir.

Leibniz onu “Tanrısal zekaya ulaşmış bir insan” olarak tanımlıyordu.

 

Francis Bacon

Lord Francis Bacon ‘ın Hayatı, Felsefesi ve Sözleri

 

Francis Bacon’ın Düşünce Dünyası

Francis Bacon insani doğada güç kazanabilen bir varlık olarak tanımlar; insan doğayı tanıdığı ölçüde güçlenecektir.

“İnsanın bilimi onun gücünün ölçüsüdür, çünkü nedeni bilmemek sonucu ortaya çıkaramamaktır. Doğayı ancak doğaya baş eğerek ele geçirebiliriz: kurgusal düşüncede neden diye bilinen şey uygulamada kural olur.”

 

Bacon’ın kurduğu bu mantık bir tümevarım mantığıdır.

Bu bilim düşünürünün felsefi donanımı yok denecek kadar azdır. Bunun yanı sıra bilim alanında da büyük ölçüde derinleşmiş değildir.

Çağında yapılan gök bilim çalışmalarından hatta Galileo Galilei ’den bile haberdar değildir. Kan dolaşımı fikrini ortaya atanlara da çok ateşli bir şekilde karşı çıkmıştır.

Bacon’ı daha çok öngörülü bir aydın olarak tanımlamak daha doğru olur.

Bütün bu olumsuz özelliklerine rağmen doğmakta olan yeni bilimsel anlayışın temelini çok iyi kavramıştır.

Bacon yaşadığı çağdaki bilim anlayışını verimsiz buluyor, yaşadığı çağdaki bilim anlayışının yerinde saydığını düşünüyordu. Ona göre bilim sürekli gelişim gösteren bir dinamik olmalıydı.

Bacon’ı en iyi anlayan kişilerden birisi de 18. Yüzyıl aydınlanma düşüncesinin en önemli düşünürlerden biri olan Voltaire’dir. İngiliz düşüncesine hayran olan Voltaire, Francis Bacon için şöyle söyler.

 

Şansölye Bacon henüz onu tanımıyordu ama ona çıkan bütün yolları biliyordu.”

 

Bacon’a göre insan ile doğa arasında hiçbir yakınlık, hiçbir akrabalık yoktur, ikisi birbirinden çok ayrıdır. Analığın doğası, doğanın doğasına uymaz. Bunun için doğayı kavramak yolunda zihnin özel bir yönelime gereksinimi vardır. Bu yönelim de elbet yöntemli yönelim olacaktır.

Deneysel yöntem her araştırmanın temelinde yer alacaktır. Bacon’ı bizim için önemli kılan, deneysel yöntemle ve yöntemin belirleyiciliğinde yapılacak bilimsel araştırma anlayışıyla ilgili görüşlerdir. Ama böyle bir yöntemin ortaya konabilmesi için önce zihnin ön yargılardan kurtarılması gerekir.

 

İdola

Bir tür takıntı olarak adlandırabileceğimiz bu şeyleri Bacon “İdola” diye adlandırır.

Bacon’a göre dört çeşit idola vardır.

 

  1. İdola Tribus (Soy-sop İdolleri): Bireyin düşünce dünyasından gelen ön yargılar.
  2. İdola Specus (Mağara İdolleri): Bir çeşit bireyin sahip oluğu bütün yanlış eğilim ve temayüllerdir.
  3. İdola Fori (Çarşı-pazar İdolleri): Dilden yada dilin yanlış kullanımından gelen ön yargılar.
  4. İdola Theatri (Tiyatro İdolleri): Felsefe anlayışının farklı olmasından gelen ön yargılar.

 

Zihni bu tür takıntılardan ayıklamadan bilimsel araştırmaya yönelmek anlamlı olmaz.

Gerçek bilim nedenler bilimidir. Önemli olan özü ya da yasayı ortaya çıkarmaktır ya da Bacon’ın deyişiyle biçimi ortaya çıkarmaktır. Bunun için yazılı deneye başvurmak zorunludur.

 

Olgular araştırılırken üç tablo yasası kullanmamız gerekir.

 

  • Olanlar Tablosu

 

  • Olmayanlar Tablosu

 

  • Dereceler Tablosu

 

Kökü Platon’a dayanan usçulukla, kökü Aristoteles’e dayanan deneycilik birbiriyle bağdaşmaz. Bu bakış açısı Bacon ile beraber bir dengeye oturmaya başlamıştır.

 

Francis Bacon - Denemeler

Francis Bacon – Denemeler

 

Francis Bacon ’ın Etki Alanı

Ortaçağ’da felsefe dinin hizmetçisi olmuştu. Bacon’da felsefe bilimin güdümünde olma eğilimi mevcuttur.

Bacon’ı tümevarım yönteminin kurucusu olarak adlandırmak belki doğru olmaz ama tümevarımın yeni kuramcısı olarak adlandırmamız mümkündür. Francis Bacon da her şey dönüp dolaşıp deney inancına bağlanır. Bu şekilde doğayı insan için yararlı kılmak mümkün olacaktır.

Bilginin önemli sayılması için yarar sağlaması ön plana çıkmıştır.

Bu düşünceyle birlikte Francis Bacon, Galilei ile birlikte modern bilime giden yolu açmıştır. Onun etkisi bilimlerde de felsefede büyük oldu.

1662’de kurulan Londra Krallık Derneği, Bacon’ın açtığı yolda çalışmalarını sürdürdü. Bu kurumun en önemli üyeleri fizikçi Robert Boyle ve fizikçi Isaac Newton’dır.

Thomas Hobbes, John Locke, David Hume ve Fransız aydınlanmacılar Bacon’dan çokça etkilendiler.

 

Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.