Jack London Kimdir?
Jack London. Kabına sığmayan, edebiyat dünyasının en ünlü yazarlarından biri. Edebiyat dünyasında pejmürde hayat yaşayan, kendini alkolle teselli eden bir çok yazar var şüphesiz ama Jack London‘ı bu listenin en tepesine yazmamız gayet yerinde. Jack London’ın hayatını ve eserlerini inceleyeceğimiz bu yazımızı beğenilerinize sunuyoruz.
Jack London’ın Hayatı ve Eserleri (1876-1916)
“Yanımda birileri varken canım hep içki içmek isterdi” “Etrafta kimse yokken de tek başıma içerdim.”demişti Jack London.
Alkoliklerle dolu olan edebiyat dünyasında Jack London’ı listenin tepesine yazmakta hiç şüphe etmemeliyiz. Alkolikler liginde Jack London’ın yarıştığı isimler; Edgar Allen Poe, Jack Kerouac olduğunu düşünün ve Jack London bu listede ilk sırada ise ne kadar alkol bağımlısı olduğunu siz düşünün.
Bu kadar alkole rağmen edebiyat dünyasına Beyaz Diş ve Vahşetin Çağrısı gibi büyük eserler bırakmıştı.
Jack London alkole beş yaşında başladı.
Evet yanlış duymadınız beş yaşında üvey babasının onu kovayla bira almak üzere, birahaneye yollaması ile başladı alkole. On dört yaşına geldiğinde koca adamlar gibi içiyordu. En çok içki içtiği dönemde günde bir litre kadar viski içiyordu ve bu alemlerin sonu ya kaza ile ya da avarelikle bitiyordu.
Japonya’da yaşadığı dönemlerde deniz kenarında aralıksız içki içerdi ve en sonunda Japon polisi onu kovmak zorunda kaldı. Sarhoş olduğunda su altında nefes alabileceğini düşünmüş olmalı ki bir kovalamaca sonucu denize atlayan Jack London, Japon polis kayıtlarına boğuldu olarak geçti ama her nasıl olduysa kurtulmuştu.
Edebiyat dünyasının en ünlü yazarlarından biri olan Jack London; alkolik, melankolik yazar romantizmine katkıda bulunmuştur.
Vurdumduymaz ve kaba görünümünün altında düşünceli bir yazar yatıyordu. Bu kadar savrulmuş görüntüsünün yanında tam bir kitap kurduydu, on beş bin kitaba sahipti. Yazarlık yeteneği ona şöhret ve güzel para kazandırdı. Bu para ona tutkusu olan bir yelkenli ve bol bol gezme imkanı sağladı.
Maceracı yaşam tarzı ona formda kalma şansı verse de bunun yanında çeşitli rahatsızlık ve hastalıklarda veriyordu. Bu hastalıklar onu yavaş yavaş tüketti ve zamansız bir ölüme sürükledi.
Jack London’ın hastalık listesi epey kabarık. Yirmili yaşlarının başında iskarbüt denen bir hastalık yüzündün öndeki dört dişini kaybetti. Hastalıkları arasında böbrek taşı, zona, ayak bileği enfeksiyonu, bademcik iltihabı, uykusuzluk, eklem zayıflığı üremi gibi hastalıkları vardı.
Son hastalığı 1916 yılında 40 yaşında onun ölümüne sebep oldu.
London sefalet içinde doğmuş biri ve hayatı günümüz ölçülerine göre sefalet içinde geçmiş biri.
Öykü Hırsızı Jack London
London birçok defa eser hırsızlığı ile suçlandı. O dönem yaygın bir uygulama olmasına rağmen gazetelerde yayımlanan gerçek öykülerden parçalar kullanması tartışmalara neden oldu. Bunun yanında ilginç hikaye fikirleri için insanlara para ödemesi durumu söz konusuydu.
Söylentilere göre Jack London, gazeteci Harris ve Amerikalı romancı Frank Norris’ten fikirler aşırmıştı. London bu suçlamalara her defasında aynı cevabı verdi. Mağdur yazarla kendisinin aynı kaynaktan yararlandığını söyledi. Bu savunma işe yaradı çünkü London hiçbir zaman eser hırsızlığından suçlanmadı.
İlk Milyoner Yazar
Jack London yazılarından milyoner olan ilk Amerikalı yazar oldu.
Bu milyonluk maddi duruma rağmen kendisi bir sosyalistti. Bu çelişki bazı dikkatli gözlerden kaçmadı.
İşin doğrusu London’ın radikal duruşu biraz göstermelikti. London mektuplarını bitirirken “devrim dileğiyle” diye imza atardı. Fakat bu dileği gerçekleştirmek için pek bir şey yaptığı söylenemezdi. Yazar iki kez Sosyalist partiden Oakland belediye başkanlığına aday oldu.
İlkinde 1901 yılında 245 oy aldı. Bundan dört yıl sonra girdiği seçimde oyuna 981’e yükseltti. Bu seçimden sonra tekrar aday olmadı.
Irkçılık Tartışması
Tüm sınıf mücadelesi ve ekonomik adaletle ilgili konuşmalarına rağmen Jack London özellikle Asya halklarına karşı acımasız bir ırkçıydı.
1904 yılında bir gazete için Rus – Japon savaşının özetlemek üzere görevli olarak Japonya’ya gitti.
Bu yolculuk sırasında meslektaşlarından birinden Japonlar için “Cesur olabilirler ama ona bakarsanız sürü halinde saldıran Güney Amerika domuzları da cesur” demişti.
Koreliler için “tam bir işe yaramazlık, gerçek bir değersizlik örneği” diye yazmıştı.
1904 yılında “Sarı Tehlike” başlıklı mide bulandırıcı bir makalesinde kahverengi Japonlar ile sarı Çinlilerin günün birinde birlik olması halinde doğacak sonuçlara karşı uyarıda bulunmuş ve şunları yazmıştır.
“Batı dünyasının karşısındaki tehdit, küçük kahverengi adam değil, kahverengi adamın idareyi üstlenmesi halinde, dört yüz milyon sarı adamdır.”
Bu bakış açısı sosyalizm ile uyuşmadığı ortadaydı. Karl Marx’ın teorisinde tüm ırklardan işçi sınıfının bir arada olması gerektiğine vurgu yaptığında London da sigortalar attı.
“Ben önce bir beyazım daha sonra sosyalist.”
Jack London ’ın Önemli Eserleri/Kitapları
- Martin Eden
- Beyaz Diş
- Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild)
- Demir Ökçe
- Yıldız Gezgini
- Deniz Kurdu
- Meksikalı Devrimci
- Uçurum İnsanları
- Cinayet Şirketi
- Ay Vadisi (The Walley of the Moon)
- Dehşet Ülkesi
Sıra dışı sanat (!) örnekleri… Yapay Zeka Sanatçılarla tanışmak ister misiniz?