no comments

Platon ‘da Demiurgos, Evren ve Khora

Platon Felsefesini yakından incelemeye devam ediyoruz! Önceki içeriğimiz olan Platon ‘da Varlık ve İyi İdeası başlığında Varlık ‘ı kavarmak için bazı sorular sormuştuk. Şimdi ise Platon ‘un Evren ve Khora hakkındaki fikirlerine göz atacağız.

 

 

Platon ‘un Demiurgos, Evren ve Khora Hakkındaki Fikirleri

Platon karşı olmasına rağmen Timaios ‘ta ‘evren’ ‘in oluşumunu anlatırken mitoslardan yararlanmak zorunda kalır.

Platon’a göre kesin bilgiye ulaşmak zaten yetirince zorken, bir de bilgisi halihazırda zor olan evrenin meydana gelişini açıklamak çok daha zor hale gelir. Zaten Platon, Timaios’ta akla en yakın açıklamayı yaptığını defalarca tekrarlar. Platon’un mitosu ile Homeros ve Hesiedos ‘un mitosları tabi ki çok farklıdır.

 

Evren ve Khora

Platon’ da Demiurgos, Evren ve Khora

 

Demiurgos idealara bakarak evreni biçimlendirmiştir. Platon’da oluşun kabaca açıklaması bu şekildedir. Duyulur dünya Demiurgos tarafından idealara bakılarak khora içerisinde biçimlenir. Demiurgos ideaları ya da formları maddeye aksettirir.

Böylelikle şeyler, duyusal dünyada tanımlanabilir hale gelir.

Demiurgos, ideaların varlık sebebi değildir. İdealar ezeli ve ebedidir. Bu tanımlamaya göre Demiurgos’un bildiğimiz Tanrı kavramına uymadığı açıkca görünmektedir. Demiurgos idealardan hiyerarşik sıralamaya göre daha alt durumda olduğu ve bilinen Tanrı tanımına ‘iyi’ kavramının daha yakın olduğunu anlamamız zor değildir. Buna rağmen Tanrıyı idealardan ayrı düşünmek mümkündür.

Demiurgos için iyi ‘ye bakarak oluş dünyasını akla uygun bir şekilde biçimlendiren bir usta olarak betimlememiz uygundur. Tanrı iyi ideası değil fakat iyi’dir.

 

İdea ——– Olanın kendisine göre meydana geldiği örneği.

Varlığa Gelen——— Olan.

Khora——–Olanın olduğu yer.

 

İnsan zihninin varlık’ı kendisiyle çevreleyen üçüncü öğe Khora ‘dır.

Platon’a göre insanlar duyuları aracılığı ile ancak oluş’a, ruhsal yanlarıyla ve düşünme aracılığı ile ise gerçek varlığa yönelirler. Bu iki alan arasındaki bağlantıyı, yani oluşa tabi olan ile oluşa tabi olmayan arasındaki bağlatıyı kurabilmek ne ilkinin ne de ikincisinin tanımının ortaya konması yetmez. O yüzden bir üçüncü tür gereklidir. İşte bu üçüncü tür Khoradır.

Platon Khora’yı şöyle tanımlar: “Her şeyi içine alan ve kavranabilenle belirsiz,anlaşılması zor bir ilgilsi olan gözle görünmez, şekilsiz bir türdür.”

Khora, değişmenin kendisinde gerçekleştiği kap (epodekte/hupodoche) ya da yer anlamına gelir. Khora’nın temel özelliği tanımlanabilecek bir şeklinin olmaması, buna karşın her şey olabilen bir yapıya sahip olmasıdır. Bu yönüyle Khora şu ya da bu olarak çerçevelenemez çünkü duyularımızın dışındadır. Zihnimizle kuşatabileceğimiz bir yapıya sahip değildir. Bu yüzden sadece düşünme yoluyla ya da yapılacak olan bir takım akıl yürütmelerle -çok net bir biçimde olmasa da- kavranabilendir.

Platon oluş konusuna Philebos diyaloğunda da değinir. Evrendeki irili ufaklı bütün “olan” ları ilkin üç bölüme ayırır. Buna göre Tanrı sonsuz ve sonlu olmak üzere evrende iki öğe meydana getirmiştir. Bu ikisinin birbirine karışmasıyla da üçüncü bir tür elde edilir. Bu üçüncü tür meydana getiren unsur ölçüdür. Dördüncü bir tür ise sonlu ve sonsuzun nasıl olupta bir arada bulunabildiği sorusuna verilecek cevapta karşımıza çıkar.

 

  1. Sonlu (Madde)
  2. Sonsuz (idea)
  3. Sonlu-Sonsuz Karışımı (Oluş Dünyası)
  4. Sonlu ve Sonsuzun Karışım Sebebi

 

Genel olarak oluş genel olarak varlık içindir. Yani biri kendisi için var iken, diğeri hep bir başkasını gerektirir.

Değişmezlik ve hakikat hep kendi aynılığını koruyan şeylerde ve onlarla en çok irtibatlı olanlarda bulunur. (Philebos 59c)

İçine hakikati sokmadığımız hiç bir şey asla var olamaz. Gerçek olarak da asla var olmamıştır.  (Philebos 64 b)

Philebos diyaloğunda bu cümleleri sarf eden Platon’un amacı bir ve aynı birliğin aynı anda bir ve birçok şeyde bulunuyor olmasının imkanını yakalayabilmesidir. Varolanlar bir ve birçoktan oluşur bu da sonlu ve sonsuzun doğada – doğası gereği bir arada bulunduğunu gösterir.

Çokluğa, sonsuz ile birlik arasındaki bütün sayıları düşünce ile kavramadan önce, sonsuzluk ideasını tatbike kalkışmamalıdır. (Philebos 16 c)

 

Platon ‘un Demiurgos, Evren ve Khora Hakkındaki Fikirleri

 

Platon’un felsefesinde sayılar çok önemli bir yer tutar. Platon’un sayılar ile ilgili fikri temelini Pisagor felsefesinden aldığı düşünülmektedir.

Sayılar Platon’un felsefesinde kaçınılmaz olarak mevcuttur. Yaşamının ve düşünce birikiminin olgun döneminde Platon felsefesinin temelini mecburen sayılar üzerine oturttuğu azımsanmayacak araştırmacı tarafından kabul edilmiştir.

Platon’da ancak sayılar kavrandıktan sonra birliği sonsuzlukla ilişkilendirebiliriz.

Evren ezeli midir yoksa sonradan mı varolmuştur?

Bütün filozofların yanıt aradığı sorulardan birisi de bu doğal olarak.

Çok saygıdeğer Platon da bu soruya cevap arayan filozoflardan biri.

Platon, Timaios’ta felsefe tarihinin hatta insanlık tarihinin en güzel sorularından birini sorar.

 

Nedir bu her zaman var olan ancak hiç oluşa gelmeyen, nedir bu her zaman oluşa gelen ancak hiç var olmayan?

 

bu harikulade soru dışında bir güzel soru daha var;

 

Başlangıcın bir zamanı var mıdır? Yoksa bir başlangıç hiçbir zaman var olmadı mı?

 

Platon bu soruya çoğunlukla, yoğun bir şekilde Timaios diyaloğunda eğilmektedir. Çoğunlukla diyoruz çünkü Platon’un tüm diyalogları aslında tek bir diyalogmuş gibi düşünülmeli ve aralarındaki bağlar onu göre değerlendirmelidir.

 

Önemli Notlar:

Timaios’un evrenin oluşumunu anlatarak yapmak istediği şeylerden biri de ideaları, maddi dünyaya bağlamak için çaba göstermektir.

Platon’un tanrı anlayışından ortaya çıkan en büyük tartışmalardan biri de Tanrı bir ruh mudur yoksa bir idea mıdır?

 

Demiurgos Kozmos’a ayniyetini koruyarak ya da değişmezliğinde sonsuz bakışını idealar aracılığı ile aksettirmesiyle düzen verir. Tanrı nesneleri gerek kendi içlerinde gerekse birbirleri arasında (birbirlerine göre) oran fikri ile düzenlemiştir. Bu oranı sağladıktan sonra içerisinde sonlu ve sonsuzların olduğu evreni düzenlemiştir. Hemen sonra Tanrıları yaratıp onlara kendisini örnek alarak ölümlü insanları yaratma görevi vermiştir.

Demiurgos’un kendisi öz olarak iyi: Gerçekleştirdiği bu edinimi de zorunlu olarak güzeldir ve güzel olan ise orantılıdır. Demiurgos evreni yaratırken gözlerini “sonsuz olandan” ayırmamıştır.

Platon’a göre bir birleşimin değeri onun ölçü veya oranına bağlıdır. Ölçü ve oran olan yerde karşılacağımız iki şey güzellik ve erdemdir.

Güzellikte iyiliğin özü kavranır. Platon iyi kavramını, güzellik, oran ve hakikat olarak ortaya koyar. Bu karışım iyidir çünkü bunlar özlerinde iyidir.

Daha açık hale getirmek istersek iyiliğe ilişkin bir sıralama yapılabilir.

En iyiden daha az iyiye doğru;

  1. Ölçü
  2. Oran fikri, güzellik,mükemmellik,yeterlilik
  3. Zeka,bilgelik
  4. Bilimler, Fen, Sanat
  5. Hazlar

 

Evrenin Nedenleri

Evrenin meydana gelmesindeki en önemli ilke Demiurgos’un hiçbir hırsa kapılmaksızın her şeyi kendisine benzetme arzusuyla şekillendirmesidir. Evreni oluşturan iyidir ve iyi olanın biçimlendirdiği evren de güzeldir.

Değişmeyen Paradigma’dan hareket edilir. Çünkü doğmuş olan ve sürekli değişime maruz kalan bir şeyden hareket ederek, evreni düzenlemenin imkanı yoktur.

Evrenin meydana gelişinde akıl ve zorunluluk beraber bulunur. Akıl, zorunluluktan daha öndedir çünkü akıldan kaynaklanan şeylerin diğer şeyler karşısındaki üstünlüğü barizdir. Platon için iki ayrı neden olduğunu söyleyebiliriz.

  • Zorunlu nedenler.
  • Tanrısal neden.

Zorunlu nedenler, tanrısal olana ulaşmak için bir araçtır. Tanrısal düzen aslında ‘orantı’ demektir.

 

 

Kaynaklar:

Görsel: https://medium.com/@imTolstoyevski/platon-a59bdee5fc66

 

Reply

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.