Henri Matisse ‘in Hayatı ve Eserleri
Kırmızı rengin üstadı, Fovizm akımının öncüsü, Pablo Picasso‘nun arkadaşı, “Yaratıcılık, cesaret ister” sözünün sahibi, Fransız ressam Henri Matisse ‘in hayatını ve önemli eserlerini tanımak ister misiniz? Henri Matisse‘ in “Sanat rahat bir koltuk gibi olmalıdır” sözünden ilham alarak koltuğunuza yaslanmanızı ve bu ilginç hayat hikayesinin keyfini çıkarmanızı tavsiye ediyoruz.
Henri Matisse Kimdir? (31 Aralık 1869 – 3 Kasım 1954)
Nam-ı Diğer Vahşi Hayvan (Fauve)
Düşmanlarının ona taktığı isimle “fauve” nam-ı değer “vahşi hayvan”. Bu lakabın ona verilmesinin sebebi daha önce rastlanmadığı kadar parlak renkler ve alışılmadık biçimler kullanmasıydı.
Bu lakabı duyanların karşılarına çıkacak adamı keçi sakallı bir manyak olarak hayal etmeleri gayet normaldi ama Henri Matisse onların hayallerinden çok uzak, terzi tarafından özenle dikilmiş bir elbise taşıyan, güleç bir beyefendiydi.
Henri Matisse’in bu haline tanık olanlar şaşkınlık içinde etraflarına onun vahşi bir hayvandan çok tam bir centilmen olduğunu anlatıyorlardı.
Aslında resmi de düşmanlarının tarif ettiği kadar vahşi değildi. Matisse her şeyden fazla sükunetin, dünyanın dertlerine karşı bir sığınağın peşinde koşardı. Onun çağında pek az sanatsever bu sükuneti algılayabiliyordu. Genel görüş sanatın izleyiciyi zorlaması yönündeydi.
Ne olursa olsun, vahşi hayvan etiketi yapıştırılmış bir adamın neşeli resimleri, şimdi dünyanın her yerinde tüm insanlar tarafından keyifle izleniyor.
Matisse’in ailesi Fransa’nın küçük kasabalarından Bohain’de bir taşra dükkanı ve tohum temin işi yürüten çalışkan insanlardı. En büyük oğulları Henri’nin yetişkin olduğunda işi devralmasını planlıyorlardı.
Henri’nin hayalci mizacından dolayı büyük umutlar bağlanan ailenin büyük çocuğunun bu küçük esnaf işi için uygun olmadığı ortaya çıkınca onu bir yıllık hukuk eğitimi için Paris’e yolladı ve dönüşünde hukuk stajyeri olarak işe koyuldu.
İlginizi Çekebilir: Henri Matisse Hakkında 8 İlginç Gerçek
Hastane Odasında Sanat
Henri Matisse’in hayalperest mizacına hukuk alanının da uygun olmadığı kısa sürede anlaşıldı.
Matisse tabiri caiz ise sıkıntıdan patlıyordu. Bu sıkıntıları ailesi ile olan ilişkilerinin bozulmasına sebep oldu. Ailesi ile yaşadığı gerginlikler onu o kadar derinden etkiledi ki psikolojik sorunları nedeniyle hastaneye yatırıldı.
Hastanedeki oda arkadaşı yağlı boya tabloları kopyalıyordu. Oda arkadaşından aldığı ilhamla annesinden kendisine bir boya takımı getirmesini istedi. Bir litografi kopyalama yolunda giriştiği ilk çaba onu çok heyecanlandırdı.
“Boya kutusunu elimde tuttuğum andan itibaren, bunun benim hayatım olduğunu biliyordum.”
Sanat yıllarının başlarında oldukça geleneksel resimler ortaya koyacak, daha sonraları ise aralarında Monet, Paul Cezanne, Van Gogh gibi ressamların bulunduğu dışavurumculuk (ekpresyonizm) akımından etkilenmeye başlasa da, 1898-1908 yılları arasında kendisi tarafından Fransa’da geliştirilen bir sanat akımı olan fovizm akımını benimseyecektir.
Paris Yolu Düz Gider
Bu hevesle yerel bir sanat akademisine kaydoldu, ama asıl isteği Paris’te eğitim görmekti. Babası ile yaptığı uzun tartışmalar sonunda, 1891 yılının Ekim ayında Henri Matisse, Paris’in yolunu tuttu.
Henri Matisse’in Paris’te geçirdiği ilk birkaç yıl bir hayli zordu. Bu birkaç yıldan sonra Henri Matisse zorlukların üstesinden gelmeyi bildi ve eserleri resmi övgüler aldı. Hatta Camille Jablaud adında güzel bir model buldu bu model aynı zamanda sevgilisi oldu.
1894 yılında Marguerite adında bir kızları oldu.
Ciddi bir akademik meslek fırsatı varken Matisse bunu da geri çevirdi.
Cüretkar renkler, kuvvetli çizgiler ve çağdaş konularla deneyler yapmaya başladı. Matisse’in bu maceracı tavrı sonunda Camille ile yollarının ayrılmasına sebep oldu.
Bu ayrılıktan sonra karakteri kendi karakterine daha uygun olan Amelie Parayre ile tanıştı. Amile, Matisse’i seviyordu ancak Henri Matisse ona açıkça kendisinden önce resmin geldiğini belirtmişti. Amile bu durumu kabul etmiş gibi görünüyor evlendikten sonra eşini resmin dışındaki işlerle meşgul olmaması için elinden geleni yapıyordu.
1899 da doğan Jean ve 1900 yılında doğan Pierre adlı iki erkek çocuk babalarının işlerine sekte vurmasınlar, onu meşgul etmesinler diye büyükanne ve büyükbabalarının yanına yollandılar.
Daha sonraki zamanlarda Pierre Matisse‘de babasının yolundan gidecek ve New York’da Pierre Matisse Sanat Galerisinin (The Pierre Matisse Gallery) kurucusu olacaktır.
Yeşil Burunlu Kadın
Bu arada Henri Matisse resminde kendi tarzını bulmaya çalışıyordu. Bu atılımı da 1905 yılında yaptığı Amile’yi kırmızıya çalar bir pembe bir elbiseyle, alnından çenesine kadar yeşil bir çizgi uzanarak, yeşil kırmızı ve eflatun bloklar önünde gösteren Potrait of Madame Matisse / Madame Matisse’in Portresi ile yaptı.
Yeşil ne hanımefendinin burnunun rengiydi ne de kıskançlığı temsil ediyordu. Yeşil sadece yeşildi. Matisse sadece o rengin tuvaldeki diğer renklerle nasıl bir etki yaratacağını merak etmişti.
Sonuçta, rengi kullanarak yeni bir uyum arıyordu, ama sanatseverler ve eleştirmenler bu eserde uyumlu hiçbir şey göremediler.
Sonbahar salonunda sergilenen eser aynı sergide bulunan bir heykelle bir tezat oluşturdu ve bir eleştirmen “ Vahşi hayvanlar arasında bir Donatello” olduğunu söyledi. Bu yorum sanat çevrelerinde çok çabuk benimsendi ve Matisse ’i, sanatsal göreneği basıp çiğneyen bir hayvan olarak tanınmasını sağladı.
Bu tanınma Henri Matisse’in pek hoşuna gitmedi. Yenilik arayışının onu mahkum ettiğinden korktu. Ama avangart resmi hevesle takip eden sanatseverleri heyecanlandırmayı başarmıştı.
Bir resim için Matisse Akdeniz kıyısında dans ederken gördüğü Katalan balıkçıların anısından yararlandı.
Pırıl pırıl bir göğe karşı dalgalı bir yüzey önünde el ele tutuşmuş beş dansçının resmini yaptı.
O Zaman Dans (Henri Matisse – The Dance)
The Dance / Dans , resmin sadeliği, resmin enerjisinin asıl kaynağını belirler. Sanat eleştirmenleri resmi hayvansı ve ilkel bulmuşlardı. Fakat bu eser daha sonradan Matisse’in en çok tanınan eserlerinden biri haline geldi.
Birinci dünya savaşı patlak verdiğinde Matisse’in iki oğlu da askere alındı. Savaş boyunca Nice şehrinin banliyösü olan Cimiez’de yaşayan Matisse, eşi Amelie’nin hastalanmasıyla birlikte yeni bir yardımcıya ihtiyaç duyunca bir Rus göçmen olan Lydia Delectorskaya ile anlaştı.
Eşinin hastalığı boyunca Henri Matisse’in yanında kalan Lydia, Matisse’in eşi Amelie’nin dönmesine rağmen Henri Matisse’in yanında kalmaya devam etti. Bu duruma daha fazla dayanamayan Amelie Henri Matisse’den ayrıldı ve resimlerin yarısını talep etti.
Bu ayrılığa yasak bir aşkın sebep olduğunu düşünmek mümkündü elbette ama yazılan mektuplar bunun yüksek ihtimalle doğru olmadığını gösteriyordu.
İkinci Dünya savaşı çıktığında ve Almanlar Fransa’yı işgal ettiğinde açıkçası Matisse bunu pek umursamadı. O savaş sonrası sakinlik gerektiğini savunarak sakinleştirici ve dekoratif eserler yapmaya devam etti.
12 Milyon Dolarlık Eser
2004 yılında Christie’s müzayede evinde düzenlenen açık artırmada Henri Matisse’in 1942 yılında yaptığı Siyah Koltukta Cariye (Odalisque au fauteuil noir) adlı tablosu tam olarak 12 milyon 102 bin 247 dolara satılmıştır.
Baş Aşağı Sergilenen Resim
Henri Matisse ‘nin Le Bateau adlı eseri New York Modern Sanat Müzesi’nde (MoMA) sergilenmiş ancak kimse bu eserin ters bir şekilde sergilendiğini 47 gün boyunca fark edememiştir.
Yaklaşık 116.000 ziyaretçinin, bu eserin baş aşağı olduğunu fark etmeden önünden geçtiği ya da incelendiği düşünülmektedir.
Hastalık ve Ölüm
1941 yılına gelindiğinde Henri Matisse on iki parmak bağırsağı kanseri oldu. Zor bir ameliyat geçirdi. Bu ameliyattan sonra resim yapmakta zorlanmaya başlamıştı. Bu durum onu kolaja yöneltti. Bu kolaj çalışmaları sonunda 1947 yılında Jazz adı verilen bir kitap derlendi.
Matisse son çalışmalarından biri de Cimiez’de bulunan Rosaire şapel için tasarladığı vitraylar oldu. Şapelin açılışından sonra vitraylar çok beğenildi.
Bu çalışma zaten yorgun olan Matisse’in tüm enerjisini tüketti. 3 Kasım 1954 yılında hayatını kaybetti.
Henri Matisse ‘in Bazı Önemli Eserleri
The Painter’s Family
Large Red Interior
The Red Room
Femme Au Chapeau
The Reader
The Goldfish
Hi,
Your post was not only informative but also a pleasure to read. The flow and structure are excellent.
Thank you.
Thanks Anna.