Claude Monet Kimdir?
Bir köy manzarası yaptığında, adına sadece köy manzarası diyen bir ressam Claude Monet. Bu durum, sergilemek için resimlere isim vermek zorunda kalan küratörleri zorluyordu. Bir gün doğumunu betimleyen resme isim koyması gerektiğinde neden ona sadece izlenim demiyoruz demişti. Resmin adı; İzlenim: Gün Doğumu olarak kayda geçti. Bu içeriğimizde size, eserlerine isim vermekle pek ilgilenmeyen bir ressamdan, Claude Monet ‘ten bahsedeceğiz.
Claude Monet: Bu Eserime İzlenim Adını Verdim
Bu isim tuttu. Eleştirmenler bu isme bayıldı. Özellikle Louis Leroy moral bozucu bir şekilde şöyle dedi: “Kendi kendime tam da diyordum ki üzerimde iz bıraktığına göre içinde biraz izlenim olmalı… Ve ne özgürlük, ne işçilik kolaylığı. Cenin halinde duvar kağıdı bundan daha fazla bitmiştir.”
Monet genelde bu eleştirileri kafasına takmıyor ve kendi verdiği isimleri seviyordu. Yapmaya çalıştığını yakalamıştı, zamanda bir anın bir izlenimini kaydetmek.
Fransız Liman şehri Le Havre’de, bir dükkan sahibinin oğlu olan Claude Monet genç yaşta zekice karikatürler yaratmak konusunda dikkate değer bir yetenek sergiledi. 17 yaşında okuldan ayrıldığında çizimleriyle rahatça geçiniyordu. Bu karikatürler sayesinde, ressamlık mesleğini oluşturmaya ayırdığı 2000 frank biriktirmişti bile.
Bu biriktirdiği paralara güvenerek 19 yaşında Paris’in yolunu tuttu. Askere alınana kadar orada 2 yıl eğitim gördü. Okuldaki başarısızlığı göz önüne alınırsa, şaşılacak bir şekilde Cezayir’de eğitim gören bir usta süvari alayına verildi. Ancak bir yıl içinde yakalandığı tifo hastalığından dolayı eve geri gönderildi.
1862’de Paris’e geri dönmüştü. Bu sefer de hiç biri onu ilgilendirmeyen geleneksel resim yöntemleri öğreten Charles Gleyre akademisindeydi. Henüz genç yaşında açık hava ressamlığına, dışarıda doğrudan doğruya doğada yapılmış eserlere kendini adamıştı. Kendi tarzını geliştirmek için hayli yol aldığı söylenebilirdi.
Aynı okulda öğrenci olan Camille Pissarro, Pierre- Auguste Renoir, Alfred Sisley, Frederic Bazille ile sanat anlayışları kardeş ruhlar kadar birbirine benziyordu. 1863 ’ün bir öğleden sonrası Gleyre’ nin atölyesinden çıkıp resim yapmak için kırlara gittiler.
İlginizi Çekebilir: Bilmeniz Gereken 8 Empresyonist (İzlenimci) Ressam ve Eserleri
Resmi olarak bu Monet ‘in resim eğitiminin sonuydu. 1865 yılı Monet için iyi bir yıl oldu. Camille Doncieux ile tanıştı ve belki de daha önemlisi bir peyzajı devletin resmi sergisi olan Salon tarafından kabul edildi. Bu tarihten iki yıl sonra salona sunduğu iddialı resim Women In The Garden – Bahçede Kadınlar adlı eseri şiddetle reddedildi. Camille ise o günlerde Claude Monet ’ten bir bebek bekliyordu.
Claude Monet ‘in muhafazakar babası bu bebek haberine çok sinirlendi ve oğlunun hemen yanına dönmesi için ikna etti. Camille ise bebeği doğurmak için Paris ‘te tek başına kaldı. Baba Monet zaman içerisinde oğluna çok az miktar olsa da para ödeyecek kadar yumuşadı. Ama bu para yeni doğan bebeğe ve Camille bakmak için yeterli değildi. Monet arkadaşlarından düzenli olarak borç talep eden birine dönüştü.
Küçük Mavi Kare, Pembe Bir Dikdörtgen
1869 yılında salona sunduğu resimler salon tarafından reddedilince Monet ‘in morali öyle bozuldu ki intihar için kendini Seine nehrine attı. Son anda yaptığı bu işin, akılsızca olduğuna karar verip bu girişiminden vazgeçti.
Yeni yılın yazında Purusya ile savaş ufukta belirdi. Eski bir asker olan Monet zorunlu askerlik ile karşı karşıya kaldı ve bu görevden ne pahasına olursa olsun kaçmak istiyordu. Bu kaçış için önce evlendi. Çünkü evli erkekler askere en son alınıyordu. Bunun yeterli olmayacağını düşünmüş olsa gerek savaş patladığında ailesiyle beraber Londra ‘ya kaçtı. Orada bir yıldan fazla kaldılar.
Fransa’ya 1871 sonbaharında geri geldiler. Paris dışında küçük bir kasabaya yerleşen Claude Monet sanatsal kurallardan kurtulmak ve orada olduğunu bildiği şeyin değil, ne görüyorsa onun resmini yapmak istiyordu. Akademide eğitim görmüş ressamlara, objelerin doğal renklerinde yani bir bulutu beyaz-gri, bir ağaç kabuğunu kahverengi çizmesi öğretilmişti. Monet ’e göre ressamlar bu objeleri doğal renklerinde çizerken, o objeler üzerine düşen ışığın, insan gözünü nasıl etkilediğini hesaba katmıyorlardı.
Claude Monet bu düşünceyi tersine çevirdi.
“Gözünüzün önündeki objeleri bir ağacı, evi, tarlayı unutmaya çalışın tavsiyesinde bulundu. Sadece burada küçük bir mavi kare, pembe bir dikdörtgen, burada sarı bir çizgi var diye düşünün ve gözünüz objeyi nasıl görüyorsa resmini öyle yapın.”
Yeni Sanat Akımı
Kısacası Monet ’in hedefi bir sahneyi hangi anda ise o anın durumuna uygun olarak yansıtmaktı. Salon tarafından yıllarca reddedilen Monet en sonunda bağımsız bir sergi fikrine kapıldı. 1873 yılında hayalindeki bu sevgiyi gerçekleştirebilmek için Edgar Degas ile birlikte çalıştı. Eleştirmenler onun o dönem için sıra dışı olan resimlerinden yola çıkarak Empresyonist yani izlenimci damgası vurdular ve ortaya çıkan eserleri çok ağır bir şekilde eleştiri getirdiler.
Bir eleştirmen Boulevard des Capucines adlı Paris sokaklarının manzarasını tasvir eden bir tablosunu incelerken ressam ile hayali bir diyalog kuruyordu.
Eleştirmen ressama: “Resmin altındaki bütün o siyah damlacıkları ne anlama geliyor?”
Ressam ise bu soruya: “Yayalar” diye cevap veriyor.
Bunun üzerine eleştirmen şu soruyu soruyor: “Yani ben sokakta yürüdüğüm zaman buna mı benziyorum. Benimle alay mı ediyorsun?”
1876’da Monet, zengin ve yeni bir müşteri buldu. Ernesto Hoschede. Onunla, müşteri ilişkileri dışında ailevi ilişkilerde kuruyordu. Genel ekonomik durum birden düşüşe geçince iş siparişleri yavaşladı ve Monet borç batağına düştü. Müşteriden çok dostu olan Ernest Hoschede bu ekonomik krizden daha büyük darbe aldı, tamamen iflas ettikten sonra karısını ve dört çocuğunu bırakıp Belçika’ya kaçtı.
Claude Monet geride kalan aileye sahip çıktı ve onları yaşasınlar diye kendi evlerine davet etti. Bu davetten kısa bir süre sonra Monet ‘in eşi kanser oldu ve hayatını kaybetti. Monet ile beraber yaşayan Alice yani Hoschede ’nin eski karısı Claude Monet ‘in sevgilisi oldu. Fakat bu durumun Monet ‘in eşinin ölümünden önce mi, sonra mı olduğu konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır.
Monet karısına saygılarını sunmak için onun hasta yatağında bir portresini yaptı. O kış belki de Monet ‘in hayatının en kötü mevsimiydi. Takip eden günlerde ekonomi düzeldi müşteriler geri döndü. 1890 yılının sonbaharında kırsal alanda yaşayan Monet, etrafında bulunan tarlalardaki saman yığınlarından, ışık ve atmosferin zaafı dediği şeyi yakalamak için bir motif olarak yararlandı.
Saman, Saman ve Yine Saman
Sonunda, farklı mevsimler ve günün farklı saatlerini gösteren 25 adet resmi tamamladı. Böylelikle ilk sergisini de yaratmış oldu. Bu resimler bugün en ünlü resimleridir. 1891 yılında bu resimleri sergiye koyduğunda, eleştirmenler ve izleyenler nihayet Claude Monet ‘in ne yapmak istediğini anlamıştı. Saman yığınlarının başarısı Monet’i başka seri resimler yapmaya yönlendirmişti. Kavak serileri, Rouen Katedrali Serileri ve Londra ‘daki Parlemento Binası Serileri, bu serilere en güzel örneklerdendir.
1891 yılında Monet ve Alice, Alice ‘in kocasının ölmesi üzerine evlendiler. 1911 yılına kadar evli kaldılar ve 1911 yılında Alice de hayatını kaybetti.
Claude Monet sanatına o kadar tutkundu ki I. Dünya Savaşı ‘nda Almanlar 65 kilometre kadar yakınlarına gelse bile çalışmaya devam etti. Bir konu üzerine gittikçe yoğunlaşıyordu 250 tuvalin subjesi olan bahçesindeki nilüferler takıntısının önemli bir göstergesiydi. I. Dünya Savaşı boyunca harikulade kavisli tuvaller, iki metreden uzun, hatta zaman zaman dört buçuk metreye yakın dev tuvaller ile çalıştı. Savaştan sonra dostu olan Başbakan ile görüşüp oval bir sergi salonu inşa ettirmeyi başardı. Bu eserlerini burada sergiledi.
1900 yılların başında Claude Monet, görmesinde bir sorun olduğun fark etti. Edgar Degas ’ın yaşadığı görme sorunundan tabi ki haberdardı ve kendi sonunda aynı olacağından korkuyordu. Fakat ona tedavi edilebilir bir hastalık olan ‘katarakt’ teşhisi konmuştu.
Dünya genelinde Modern Sanat yükselişe geçmişti. Çağdaş ressamlar Monet ‘in eserlerini sadece “hoş” diye niteliyorlardı. Yani Monet ’in resimleri ilk döneminden sonra ikinci kez alaya alınıyordu. Tabi ki bu düşüş çok uzun sürmedi ve Monet ’in sanatı değerini kısa bir sürede tekrar kazandı. Claude Monet 1926 yılında 86 yaşında dünyada sanat anlayışının ne kadar değiştiğini farkına varamadan hayatını kaybetti.
Gare Saint- Lazare Eserinin İlginç Hikayesi
Claude Monet ile ilgili ilginç bir hikaye arıyorsanız size onu da anlatalım;
Monet ekonomik olarak zor günler geçirdiği zamanlarda, ismi henüz bu kadar duyulmamışken, 1877 yılında Gare Saint- Lazare tren istasyonunun resmini yapmaya karar verdi. Ve ışığın en güzel zamanının trenin kalkışından bir otuz dakika sonra olduğunu düşünüyordu. Ama istasyonun ressamlar için tabi ki özel olarak rötar yapma alışkanlıkları yoktu. Bunun üzerine Monet elinde olan en iyi giysilerini giydi. Altın saplı bastonu elinde demir yolları büro müdürüyle görüşmeye gitti. Ziyaret sebebini büro müdürüne ilettikten sonra onunla yüz yüze görüştü.
“İstasyonunuzun resmini yapmaya karar verdim. Bir süredir istasyonunuz ile Gar du Nord arasında karar vermeye çalışıyorum ama sizin istasyonunuzun diğerlerinden daha fazla karakter sahibi olduğunu düşünüyorum.” dedi ve izni kaptı.
Trenler onunu istediği saate kadar rötar yaptırıldı hatta istediği görüntüyü alması ve yeterince buhar elde edebilmek için lokomotiflerin kazanları kömürle bile dolduruldu. Sonunda on bir adet resimle oradan ayrıldı Claude Monet.
Claude Monet istasyonda öyle özgüvenli ve kibirli davrandı ki İstasyon yetkilileri karşılarında o an için isimsiz ve resimleri salon tarafından reddedilen bir ressam olduğunu fark etmediler bile.
Bu olayla ilgili başka bir ünlü ressam Renoir şöyle bir yorum yapmıştır. “ Ben köşedeki bakkalın vitrininde bile resim yapmaya cüret edemezdim.”
Bir diğer empresyonist ressam olan Edouard Manet ‘in hayatını ve eserlerini merak ediyorsanız Edouard Manet Kimdir ? (1832-1883) başlıklı yazımı inceleyebilirsiniz.